Yüklü bir taş gibi kuyusuna düştü
içimdeki ormanı tutuşturan bir avuç anı
karanlık suyunu döktüğü yerde gecenin
tasası yokmuş dünün, bilemedim
şahittir dudağımda çatlağını hissettiğim güz
yalan yanlış ömrümde zehrine alıştığım tütünü
son kez kılavuz ettiğim kendime
zaten ilk hasadı da bu oldu, keşkelerle bilenmiş ömrümün
isteseydin, bakışımı suya eğdirmezdim
bir çiçeğin ürkek dalgınlığıyla titrerken alnım
lüksüne aldandığım bunca yağma içinde
kimbilir hangi yanılgının diyeti
yıllarca gözüm kapalı dinlediğim; içten içe
o hep mührünü göğsümde taşıdığım avuntum
yaklaştıkça uzun akan ırmağın hevesine
anladım; gidendim, bir uzak denize eklenmek üzere
büküp solmuş bir gülün dirençsiz dalını
duyamadığım bir sesin uzak hayalinde
artık yok sayılmış arzulardan kalma yabancılıkla
bilmem hangi ölgün zaman çarpar artık yüreğimde...
Kayıt Tarihi : 25.6.2003 09:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kimbilir hangi yanılgının diyeti
yıllarca gözüm kapalı dinlediğim; içten içe
o hep mührünü göğsümde taşıdığım avuntum
yaklaştıkça uzun akan ırmağın hevesine '
Yasam öyledir dost! Umut umut yasar insan, durmadan yeni ufuklar arar. Düsündürdünüz, sag olun.
TÜM YORUMLAR (1)