Ne hayal ediyordun, beyaz bir mutluluk mu?
Gözlerini açtığında karanlıklar içindesin işte
Beklerken eşi dostu yalnızlıklar yerindesin
Mutluluk getirdim derken rüyalarda yitirmişsin
Ya umutlar da tükenirse?
İşte o an gelmesin
Solmuş bütün renkleri çiçeklerimin
Ne eflatunu eflatun, ne siyahı siyah
Nazının suyu çıktığı bir İlkbahardı görüp geçirdiğim
Gözlerim yağmur bulutlarının yollarında
Hâlâ yalvarmaktayım
Yalvarmakta
Gözlerin aydınlığa açılan pencere değil
Beni içine çeken ateş
Bitti o aşk diye değil
En başından beri
Bildiğimiz için konuşulur artık söylenmeyenler
Ve bitmediği için bir de yangınımız
Pembe pembe umutların niyetine
Kızıl kızıl topraklı mezarlar kazıldı
Her şeyiyle meyil verdi yaşama niyetine
Kısmetini elleriyle hazırladı, ellerin lehine
Katildi dağlar, delilerin bile bildiği
Bir sır vardı ki kimsenin kulağının işitmediği
Bu caddeler vardıkça çıldırır
Hoş bir davet vardır en ücra köşelerinde
Ellerini bıraksan kimler tutar götürür
Artık nasıl bir aşkın varsa
Bu caddeler gittikçe sakinleşir
Ağladığımla güldüğüm aynı şeye
Aklımdan aklanmadığından başka her şey
Yalan gibi
Şaka gibi biraz da
Sevmediğin şaka gibi
Ya benim kuruntuluğum
Sen;
Hâlâ memleketim kadar uzak,
Yetiştirilmemekte ısrar eden çileklerim gibi vefasız,
Keza, koklayamadığım karanfillerime olan iyi niyetliliğim...
Sen;
Hâlâ mutsuzsun halinden belli
Gözlerinde sonsuz bir hüzün
Yine parlayan bir ümitle
Dinle kalbinin sesini
Biraz olsun rahatlarsın yiğit
Bitmek bilmez bu hüsran ayrılıklar
Kavuşmalar yetmez ki gönül almaya
Bir gelen bin defa giderken içimden
Yeni bir aşkla kapanmaz bu yaralar
Nereye kadarsa senleyim son sevdam
Özlem için;
Güzel biriydi Özlem
Gözleri filan da vardı hani
Siyah üzüm tanesi gibi
Körlüğü...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!