Seni gözlerimin beyazındaki korku
Seni geçmişimin hatırasında izi
Hayallerimin saflığında leke
Geleceğimin yazgısında isyan
Söyle hangi iyi niyetlilikle
Sıkarım ellerinden gayrı
Ve unutmak o kadar kolay değil
Aşk diye bir şey var yandıkça şekil alan
Zaman unutturmaz seni de
Gittikçe küf tutarsın içimde
Yanık bir tencere lekesi gibi
Hiçbir şey arındıramaz benden seni
Bir isyan oldun
İkide bir dilime dolanıp duran
Sevsen iyiydi, sevmedin
Senden kötüsü yok sanki dünyada
Bir buğday filiziydin yeni yeşermeye başlayan
Su nedir bilmeyen Anadolu topraklarında
İnat mı rüyalarımdaki sen?
Kendimi ispatlama ahmaklığı mı
Eşe dosta karşı ve çamura ve açlığa
Aşk mı bu her zerreme hükmeden?
Aşk değil de ihanet mi bu?
Sen inanmıyorum diyorsun ya hâlâ
Birkaç aydır seninleyim
Senin kiminle olduğuna aldırmadan
Darmadağın bir sevda inşa ettim
Korkum depremler yaratman
Cesaretimse tutku
Dileğim her şeye rağmen
Uzak
Yemyeşil nohut tarlalarının kokusu değdi burnuma
Ne Konya ovasındayım
Ne Ankara'da ne de rüyada
Nemin serinliğiyle, insanların tuzlu ter kokuları
Şimdi hayat senin için
Sabırsız bir damat arzusuyla
Boylu boyunca uzanırken yatağına
Ardından, korken başını göğüslerine
Sense,
Taptaze ve nazlı bir gelin edasıyla
Yıllar sonra ellerine dokunmak Dilara
Sabırla,
Terbiye dolu düşüncelerle
Hiçbir şey ummamak dudaklarından
Yıllar sonra, ansızın karşılaşıp
Karşılamak bütün heybetiyle geçmişi
Küçücüktün
Serçe kadar
Pır desem uçacaktın
Avuçlarıma alsam
En ince yerinden
Kırılacaktı kemiklerin
Baharlar gelir
Sezemezsin ayazlarda kalmış kalbinle
Ne vaziyetlerdeyim
Güneşin sayesinde ikide bir
Ruhumda sarhoşluğun dinlenir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!