Bu sabah
Seher yeliyle, sesim sana ulaştığında
Açılmış olmalı bütün kapıların aşkıma
Sevdanın gül bahçesinde
Hayata yeni atılan gonca gibi
Beklemekteyim
Yağmuru sever misin sen
Geçebilir misin
Gökkuşağının içinden
Yada tutabilir misin ışığı
Yakalayabilir misin güneşi
Sessiz ve karanlık gecelerde
Ellerimde bütün bir ömrün yorgunluğu
Akıp geçen zamanı seyrediyorum
Çaresizliğin ipliği boynumda
Ansızın bastıran yağmuru dinliyorum
Neler anlatır insana damlalar
Hangi şehrin toprağından gelmiştir
Tertemiz bir günde
Yıkandı gözbebeklerim
Ziyaret yerinde banklara oturup
Seni günlerce bekledim
Kuş sesleri haberciydi bana
Çığlık çığlığa koşturur gibi
Bir parça özlem
Gelincik tarlasının kırmızısında
Yanarken yüreklerden taşan
Yakarken taş kesilen damarlarda
Canımı acıtan...
Her tekrarlanışta,
O gece
Bütün çiğ tanecikleri
Toprağa düştüğünde
Yıkanmış olmalı ruhum
Senin sessizliğinde
Bir melek gibi
Sen yoksun
Sinop hala kıştan kalma
Soğuk rüzgar üşütüyor tenimi
Beton bahçe buz kalıbı gibi
Güneş çıksa da nafile soğuk
Kanaryamın dilinden anlamıyorum halâ
Sen
Bütün güzelliklerin gözdesi
Gözümün gördüğü her yerde
Senin endamın
Sevda şakıyan kuşlarda sesin
Işıl ışıl gülümsüyor bana gözlerin
Bir bakarsın
Altın renkli güneş olur
Çakılıp kalırsın gönlümde,
Gidemezsin..
Yıldızlar düşer avuçlarıma
Gözlerin ellerimde üşür,
Sarı bir yaprak gibi
Bahardan uzak
Ayaklarına serilmeyi beklerken
Ah! O asi rüzgar
Savurdu bedenimi uzaklara
Oysa ben seni dilemiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!