Çakıl taşı gibi olmalı umut
İster denizin dibinde ister cebinde
Fırtınalar havlasa da savrulmamalı
Onu yemek isteyenlerin dişleri kırılmalı mesela
Yaşlı kurdun zevki için
Doğumgünü
Elinden tutamaz geçen yılların
Hepsi sararmış birer çiçek gibi
Umut dallarda meyveye dursa da
Neyin resmidir dökülen saçların
Su gibi asil
Deniz kadar ürkek
Körpe filizin çilesi
Bir sıcak çaydır yürek
Hayat ağustostan ibaretse eğer
Aydınlık karanlığı saklarsa eğer
Yalan boşluğu doldurur.
Cesaret ölümden önceki andır
Gerçek ise sebeplerin bittiği yer
Aşk korkuyu korkutunca
Sen vardın güneşi tutan bulutun altında
Ne Bizans farkındaydı ne Kisra farkında
Ay ve Güneş’ten üstün Yüce gerçek inerken
İnsanlık çürüyordu yalanın batağında
***
Sen Mekke’nin vicdanı
Yeni Yıl
Kum saatinde dökülür ömür tanelerin
Hangi gönüle baksan hepsi yeni bir fidan
Ömrünü verseler de sana tüm güzellerin
VAN CANAVARI
Şehir ve göl,
Van kedisinin gözleri
Hüzün ve huzur dolu
Acze meydan okuyan güç
Nil gibi çölüne
İpekten deniz gibi ayaklarına
Uzandım.
Dervişin gece gönlüyle
Aynamı açtım sana
Elinden tutamaz yaşadığın yılların
En iyileri sararmış birer gül gibi
Umut yeni dallarda meyveye dursa da
Neyin habercisidir dökülen saçların
Sen misin?
Okyanus gibi yüreğinde
Umutları dört nala koşturan
Malazgirt rüzgarlarını estirip
Mevlana gibi Anadolu’yu kuran
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!