Komşusu dağ hayvanları,
Bilmez, duymaz fermanları,
Yün eğirir kirmanları,
Dağlarda bir garip çoban.
Gün dolanır akşam olur,
Dinle beni Türk, Müslüman gardaşım,
Kime dert dökeyim, sen ol haldaşım,
Bir sevda uğruna zehirdir aşım;
Ömür kısa, ben yorgunum, yol uzun.
Öyle bir dava ki, ‘kardeşlik’ adı,
Büyüklerim der ki, kıyamet yakın,
Dünyanın sonudur, günü kalmamış,
Bir sözüne bir de özüne bakın,
İçi dışı aynı insan kalmamış.
Sanki büyük bir köy, Dünya küçülmüş,
Ustamın elinde keser,
Kalfasına yağar, eser,
Dahası kendine küser,
Çiviyi boynuna asar.
Her yerde arttı bir taciz,
Bizim derdimiz başkadır,
Sevdamız güle, aşkadır,
Anlatmaya sözler yetmez,
Anlayana ah, keşkedir.
İçimde bir garip sızı,
Bana ‘Gülcü Baba’ derler,
‘Gül Şeyhi’ diye anarlar,
Şu bizim Ispartalılar,
Gül olmasa ne yaparlar.
Çaldan getirdim, çalmadım,
Bahçesinde gül açılır,
Kokular şehre saçılır.
Dirhemine pay biçilir,
Isparta’da bir gül için.
Goncalar eldir semaya,
Lale ve gül firdevsidir,
Güzelliğin zirvesidir,
Zorla güzellik olur mu ?
Lûtuf; Hakkın vermesidir.
Şair söyler, kâtip yazar,
Ben az derim, sen çok anla (!),
Dünyayı boyadın kanla,
Sevgi, dostluk, barış varken,
Beynin dolmuş hırs ve kinle.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!