Nice zaman bekledik gözlerimiz yollarda
Sen bir rahmet sağnağı mümin olan kullarda
Bülbüller ağlıyorken özleminle dallarda
Onbir ayın sultanı hoş geldin sefa geldin
Sayısız hastaların yarasına merhemsin
Bir anafora kapıldı sevdalarımız
Türlü girdaplara düşüverdi
Acıyı sevinci doruklarda yaşadı gönlümüz
İnadına savaştı basitliklerle
Sevince destanlara taş çıkartırcasına sevdik
Kutsal saydık sevgili uğruna çekilen çileleri
Sabır çöllerinde cehdle koşarım
Kahır denizini elbet aşarım
Bilir misin ben ne için yaşarım
Kalbim hızla vurur vatan deyince
Albayrağın aydınlığı yüzümde
Gel yırt karanlığı yalana darıl
Sonsuz hakikate aşk ile vurul
Hiç bir an bırakma yürekten sarıl
Emanetler ışık olsun önünde
Hizmetkârı olma nefs denen putun
Tat vermiyor artık yediğimiz aş
Bağrımıza düştü milyonlarca taş
Vampirler istiyor daha kaç bin baş
Bu alçaklar defolupta gitmeli
Bütün müslümanlar bayram etmeli
Her taşında göz yaşı var
Toprağında şehit kanı
Dünyaları verseler de
Değişemem bu vatanı
Ovalar dereler dağlar
Ne yiğitler gördüm ne cengaverler
Nice dostlar gördüm nice yarenler
Zor günde sıvıştı umut verenler
Neden yiğitlikler hep sözde kaldı?
Adamlık vefayla anlaşılırdı
Acılar sancılar
Ve doğdu bebek
Ağladı sızladı
Kahroldu bebek
Tebessüm edince
Fatih Sultan örnek bize
Mevlanalar canan bize
Şanlı tarih ışık bize
Ey Türk uyan kendine gel
Namertlere kanmayasın
Tarif edemezdi en acı hece
Yaralı Bağdat’ı görsen bir gece
Hepten kara günler her an işkence
Savaş değil adi bir vahşettir bu.
Yağmur değil bomba yağdı Irak’a
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!