VEFA
Vefa canda yonga imiş
Dört yapraklı yonca imiş
O her canda var edilmiş
İyiliğe ram edilmiş
Şakıyorsa gül dalımda şen bülbüller
Yosun kokusu karıştırıyorsa nefesime engin denizler
Karanlıklarımda açıyorsa ay yakamozdan geçitler
Şebnemler yağdırıyorsa umutsuz yangınlarıma geceler
Güneşin sıcağında ölüyorsa hisleri kör eden elemler
Kalbimin ritmiyle yarışıyorsa yusufçuğun tuttuğu demler
sıfır noktasına alçalmışsa
bedenler
ruhlar Nirvana’ya
nasıl yükselsin
alçalmak kararlılığında
Çocuğu olmayan yaşlı bir kral veliaht seçmek ister;
Haber salınır dört bir yana sarayda toplanır gençler.
Talipliler tohum, saksı ve toprakla evlerine dönerler.
Tam bir yıl boyunca ektikleri bitkiyi büyütecekler.
Bir yıl geçer aradan; yetiştirdikleriyle saraya girerler:
CİNASLI BEYITLER - I
I.
Tut öksüzün elinden yap yetim yanında saf
Allah ile aldan da herkes seni sansın saf
NARINDA YANDIM GULUN
Narında yandım gülün,
Ne yapsın bana ölüm!
Suyun içsem bir gölün,
Sönmeyen volkan gönlüm
Çok genistir arzdan kalbim
Mahsenimde vedalarım
Zulamda da sevdalarım
Aşktan az çok ben anlarım
Hüzün yağar kutlarıma
Düşmüş yollara huzur arıyorum diye,
Koşmuş derdime derman bulun, diye.
Yanına alıp götürmüş birkaç hediye.
Arayıp bulmuş; varmış Bilge Dede’ye.
Bilge sormuş: “Evladım bu ne haldir? ”
Bir adam atı ve köpeğiyle mutlu yaşarmış.
Bir ormana kışlık odun hazırlamaya çıkmış.
Hava bozunca, gök gürlemiş, şimşek çakmış.
Ormana yıldırım düşünce de çarpılıp yanmış.
Öbür dünyada bir yolculuk daha başlamış.
Vezir daha fazla dayanamaz, hemen koşar, merakına yenik düşer.
Halktan biri gibiydik, dedin ki: “Aleykum selam Cihana Server.”
Onun padişah olduğunu nereden ve nasıl anladın? Ya Pir-u Peder!
Yaşlı adam hiçbir şey anlatmadan durur ve bir kese altın ister.
Kürkü eskiydi ama soyluydu; ancak bir padişah eskitmiş olabilirdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!