Âlemler yıkıldı küçük kalbimde
Asırlar dolaşıyor her demimde
Bir bilinmez sızı tüter tenimde
Beni hangi poyraza bıraktın?
Vuslatlı mecnun oldum gecelerde
İnsan zamanla ne kadarda değişiyor anne
Her şey ne kadarda manidar
Şiirler birer tokat, şarkılar hançer
Bir damla yaşı ısıtamıyor koca Güneş
Duraklar boş, limanlar boş, aşıklar sarhoş
Ey saba rüzgarı gördün mü sevgiliyi
Secdede ömür yıpratan sevgiliyi
Bu aciz zata bir haber saldı mı
Güle dönmem için diken saldı mı
Ey yüz yıllık zincirleri eriten
Gönlüm tutulunca yaz yağmuruna
Ayaklarım batınca aşk çamuruna
Perdeler sıralanınca gül havuzuma
Hepsinden kurtaran ellerim nerde
Aralamak için çalan kapıları
Boylu boyuna uzamış gölgeler
Öyle bir daldılar ki kalkmaz bilgeler
Silinmiş silinmez dediğimiz çizgiler
Aslını çok aratıyor sahte inciler
Ruhu yıprattı bu yalan dizgiler
Camlar kırık göğe asık
Umutlarım derde batık
Yaşlar dökük arşa takık
Ceylan nede vefasızsın
Anka oldum çıktım göğe
Saat dokuz göz kapaklarında kıpırtı
Dudaklarda maziden kalma bir kırıntı
Uyandıran yine gürültü, patırtı
Bir mahpuslunun günlüğünde
Kahvaltı dilim dilim zehir
Yorgunum anne
Gözlerim asırların suyundan içmiş bir seyyah
Kaç gün oldu neden olmuyor sabah?
Güneşi olmayan bir dünyaya gözlerimi açmışım eyvahhh!
Kızgınım anne
Derede yüzemezken bu ne denizdi
Ruhum bir anda kaç alem gezdi
Masmavi gök kubbenin yere inmiş hali
Sorsam mı acep aklımı yiyen suali
Sevmek parça paça yanmakmış.
Ellerini çektiğin kapı arasında parmak bırakmakmış.
Çırpındıkça batılan bir bataklık,
Yazın kavuruculunda yığılıp donmakmış...
Kalbimin odacıklarında kırık camlar serpili,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!