Tanımak istersen eğer dünyayı
Doğumdan, ölümden başkası boştur
Yaşamda hakikat var mı, diyorsan
Küçük yaştan beri durmadan koştur
Dünyaya gelişim dokuz yüz elli
Ben yanayım sen yanma
Sakın dünyaya aldanma
Ben senin ah çekmeni istemiyorum!
İstiyorum sanma.
Çektiğin cefalar dünyanın kahpeliği
“Kader” diyordu Aysel
İlk kez tanışıyordu ‘kader’ denilen güçle Mustafa
Artık her şeyleri ellerine emanetti kaderin
Aralarındaki engelleri düşündü Mustafa,
Bu engeller olmasaydı aralarında,
Ne olurdu?
Hiç durmadan duacayım
Beni gören o gözlere
Hep teşekkür ediyorum
Mesut olduğum sözlere.
Gamlı kederli olunca
Gözlerime
Bir kez
Bir saniye
Bakmış olsaydın
Aşkımın hüznünü görürdün;
Oysa,
Mühür gözlerin bakarda şu kalbimi hep yakar
Elem, acı, ıstırap hepsini kalbime katar.
Gözlerin hep bakıyor şu sinemi yakıyor
Istırap vermek için göz altından bakıyor.
Bu güzellik içinde bir güzellikte sen yarattın;
Görüyorsun.
Bak, anlatayım:
Ağaçlarda tek bir yaprak yok, ama çiçeklerle doldu;
Gör, bahar geldi...
Bütün sözlerin yalanmış
Benim haklarım talanmış
Yar beni derde salanmış
Bu da böylelikle bitti.
Bilmem duyduklarım doğru mu?
Bir duyguyla aşıp giden
Yolunuzda coşup giden
Sensiz şu alemi nidem
Bekliyorum haber gönder.
Sensiz olan alemden
İki bin on üçün on ekiminde
Süleyman Erdoğmuş Hak’ka yürüdü
Toprakla buluştu on bir ekimde
Süleyman Erdoğmuş Hak’ka yürüdü
Kendi gitti ama eseri kaldı*
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!