Bu hikaye bir kasabanın yalnız hikayesi...
Etrafı kayısı ağaçlarıyla çevrili bir köşesinde büyük bir söğüt ağacı olan bostan tarlasında geçen bir hikaye...devrik cümlelerin zamansız sözlerinde...
Şehirler arası yollara bakan tarlalarda aradım çocukluğumu... akranları olmayan kardeşlerinden yoksun çocukluğun hüznüyle ağaç gölgeliklerine resimler çizerdim. Yalnız oynanabilen oyunlar bulayım diye yoldan geçen arabaları sayardım. her geçen arabanın yalnızlığımı aldığını düşünür her araba geçtiğinde bir taş kordum gölgeliğine sessizliğimin...
Söğüt ağacının gölgeliğe bakan dallarında salıncaklara asılırdı yüreğim, sonra uçardı gövdem yalnızlığa...ağaçlardan iki tane çöp kırardım birine işaret kordum, o işaret koyduğum çöp benim çöpüm olurdu... tutardım onları akan suya bırakırdım yarıştırırdım onları. Eğer benim işaretlediğim çöp yarışmayı kazanırsa sevinçten rüzgar estirirdim gölgeliğimde...
Yıkılan tarla duvarlarını tamir ederken dedem, dinlenmek için söğüt ağacının gölgesine her geldiğinde yanına tarla komşumuz İsmail amca sokulur dedemle koyu bir sohbete dalarlardı...
-goley gele Hüseyin efendi nasısan eyimisen
-oooo..İsmail gardaş sağolasan eyiyem sen nasısan
-nası olum hüseyin efendi eyi kötü gendimi dolanduruyam işte
-İsmail gardaş geçen tohtora geçmiştin noooldu
-ne ola Hüseyin efendi bi sürü ilaç yazdı amma heç faydası tohunmadı
-geçmiş olsun gendee eyi bah ismail gardaş...
diye devam eden sohbet saatlerce uzar giderdi...
bense bir köşede oturur her geçen arabanın yalnızlığımı aldığını düşünür yoldan geçen arabaları sayardım. Çöp yarıştırırdım gün boyu...
devrik cümlelerin zamansız sözlerinde,
Dedim ya; bu hikaye bir kasabanın yalnız hikayesi.
Eserleri
bizim munzurun vurgunluktaki bıçak yarası....
bir asi ürüzger.....bir demli közün çayı
patosun üflediği saman...
belkide biraz gazete kağıdına sardığımız ceviz yaprakları...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!