Tıbbiyeli kendi çağında şair.
Göğe ay yere yıldız düştü gönül,
Bahar kışa yaz güze döndü gönül,
Güle diken çattı bana acın yetti,
Sensiz acı bir matem kaldı gönül.
Gece yıldız; göz senle aydınlanır,
Beni yaşatacak kadar ölüm istiyorum
Şah damarlarım iyice paslandı
Gözyaşım kirpiklerimi acıtıyor
Yaşamak istemiyorum bu acı ile
Suda mercan yerde âb-ı hayatımsın benim,
Sözde cefa özde pir-i sultanımsın benim,
Kör eder endamın cümle Adem evlatların,
Tabekey yansın aşkınla dermanım benim,
Yalnızlık taşlıyor ruhumu
Gittiğim her yerde
Acılar kucaklıyor tüm şarkılar
Mavera sokaklarında
Ve şeytanın bile utandığı günler vardır
Sevgiline gittiğin gün gibi mesela,
Felek aldı başını
Gider oldu gidebildiği kadar uzaklara
Buhran üstüne
Buhrana düşerek uzaklaştı koynumuzdan
Şehre neden puslu sisler iner kalbimden
O masum sevdayı karartmak için,
Yine bir kasım sabahı çıkagelsen ne olur,
Karada dut arayan kuşlarımız kaybolur,
Bak gökyüzüne, kasvetine bürünmüş yine,
Yine bir kasım sabahı çıkagelsen ne olur.
Dün baktım da sevdiğin dağlarına kar yağar,
Dilberi ehram alır menzili maksuda gider,
Hatemi dilbest alır dideyi mihnet gider,
Baktı gözler kıldı nazar şivekârın gönlüne
Olmaya senden güzel mâhtaban olsa gider,
Dışarıda bir sen varsın
İçeride yalnızlık
Bekliyorum ölümü gel
Gökyüzü ağlar durur
Sanki beni bekler uzaklardan
Koynuna asumanım,
Herkes kendi işinde bense senin peşinde,
Gelmez olaydım şehre sonum mezar taşında,
Başım çıkmaz belada gülü sevenden beri,
Lale mevsimi gelmiş, güller senin elinde,
Üç beş günlük ömrüne
Bunca çaba boşuna
Gelir ecel başına
Aman Allah'ım aman
Gelin,damat seçerler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!