Zulmün katmerli yüzünü gördü Harşit vadisi
Kan ter içinde düştü yerlere sis dağlarının etekleri
Teslim olmadılar ecele sabahın özgür çiçekleri
Harşit vadisinde yankılanan kahır seslerini duydum
Gördüm kurşunların kanun olduğu gündü yurdum
Kopardılar yıldızları kadınların gözlerinden
Çocukların mahzun yüzünü tarih anlatsın size
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Harşit vadisinde vatan ve namuz cengi var
Kuşlar gibi ormana sığındı çocuklar ve kadınlar.
Saygı değer İbrahim bey Erzurum ve Bayburtta olan katliamları anneannem ve baba annemden
masal hikaye gibi dinlerdik çok korkunç ölümler
cinayetler olmuş ve bizimkiler tecavüz ve ölümleri
saklamış açığa çıkmamışlar utançlarından
halbuki saklamasalardı şimdi Ermeniler ortaya çıkıpta soykırım safsatasını ileri süremezdiler
birde Osmanlının işgüzarlığı bu halk demezmi
nerdesiniz neden bize sahip çıkmadınız
uyuyormuydunuz hesap sorulmasın diye olayı
kapatmışlar ne acılar çekilmiş ne yokluklar açlıklar
asıl katliama uğrayan Türklerdir her şeyden
habersiz asker Rusla savaşta halk sahipsiz bütün
anadolu kan gölüne dönmüş yüreğinize sağlık
çok anlamlı açıklayıcı bilgilerle donanmış bir şiir
Tebrikler Tam PUAN Zerrin TAYFUR
Harşit vadisi nere diye düşündüm önce... sonra sayfanızda bir tarihin ayak sesleri yükseldi. Bu savaştan ilk defa haberdar olduğum için kendime kızdım.
Bilgilendirme ve tarihi şiir için çok teşekkür ederim. saygılar
BİR BİLİNMEYEN VE YA GİZLENİLEN TARİHİ VE YAŞANANLARI ANLATAN GÜZEL BİR ESER..HİKAYESİ DE O DENLİ GÜZEL ANLATILMIŞ..EMEĞİ KUTLUYORUM..
DOSTCA KALIN..
Farklı bir şiir dost emegınıze saglık onemlı bılgılerde verıyorsunuz şiir hıkayesınde kutlarım selam ve saygılarımı sunarımı efendım
selami
Emek verilerek yazılmış çok güzel bir şiirdi. Kutlarım.
Selam ve saygılarımla.
Tarihi olayların şiirsel anlatımları her zman ilgimi çekmiştir.hikaye/şiir tadında bir çalışma olmuş tebrikler
takdire değer çalışmanızı gönülden kutluyorum sayın YILMAZ hüzün ve kahramanlık kokan şiiri kaleminizden okumak güzeldi tebrikler saygılarımla baki selamlar
Dün Harşit vadisinde yaşandı tarihe geçen zulümler
Uyanık olalım ‘’su uyur düşman uyumaz'’mış kardeşler
Hadi gelin el ele gönül gönüle hepiniz uzatın ellerinizi
Ortak yaktığımız ateşi söndürmeyelim ey Türk milleti.
---
Elinize sağlık
Dün Harşit vadisinde yaşandı tarihe geçen zulümler
Uyanık olalım ‘’su uyur düşman uyumaz'’mış kardeşler
Hadi gelin el ele gönül gönüle hepiniz uzatın ellerinizi
Ortak yaktığımız ateşi söndürmeyelim ey Türk milleti.
--
Pembe dizlere alteratif o kadar çok tarihi öyküler var ki..Umarım bu uyarınızı dikkate alırlar.iyi akşamalr güzel bir dersti öğretmenim.
ne kadar cahil kalmışım bu konuda. bu savaş neden ders kitaplarına alınmaz ki? duyarlı yüreği tam puanla kutluyorum.selam ve dua ile ibrahim bey.
Bu şiir ile ilgili 122 tane yorum bulunmakta