sonunda yağmur yağacak,
hem öyle bir yağmur ki
yapılmayan işlerin,
ödenmeyen borçların,
tutulmayan sözlerin
mazereti olacak .
ve kefareti, uğruna bir tazenin
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
çok güzel
hocam sizi görmek çok güzel teşekkürler doğuştan kelam ehli kaleminize
hocam sizi görmek çok güzel teşekkürler doğuştan kelam ehli kaleminize
şiiri sade bir dil ile yazan ve şiiri akıcı üslupla okuyucusuna sunan bir yazar.beğeni ile okudum. tebrik ederim.selam size.
Çağrışım gücü yüksek imgeler alıp götürüyor. Hoş şiirdi.
oku ,oku ve oku; bir daha..daha daha!
ben, matematikçi, mimar, ressam;
rum ateşinin mucidi;
hendesede hace-i hacegân;
yedi dilde konuşan,
üçünde yazan-bozan;
gizli ilimlerde,
bahusuz maraz-ı kalpte
ve inkisar-ı aşk ve muhabette uzman;
diline hâzik hekim,
eline mahir cerrah;
tarid-i cin ve sihir,
ilahiri ilahiri ilahir...
...
köhne devleti...
öyle bir yağmur ki...
allakbullak edecek piyasaları,
dinleri, sanatları, ülküleri;
maskaraların suratlarına sürdükleri
boyalı pudra gibi eritip akıtacak,
pudra şekeri gibi...
dilleri, üslupları, retorikleri.
ve siz ey, süslü seremonilerin,
sadakat gösterilerinin,
ödüllerin, nişanların altında
yamalı ciğerlerini,
tahta cambaz bacaklarını
gizlemeye çalışan
yeteneksiz saray şairleri!
o yağmur yağınca,
o büyük yağmur,
teranelerinize can katmak için
cıvıltılarına kulak kabarttığımız,
tahsisat-ı mestureden ödenekli
ilham perileriniz,
ilham fareleriniz
yuvalarından dışarı vuracak,
halkın yatağının, yastığının altından,
gardıroplarından fahişelerin,
akla gelen her kuburdan,
hatta ayak yollarından muhaliflerin;
hem de leşlerinin kuyrukları
sizin burunlarınıza
dolanmış olarak!
o yağmur yağınca,
o büyük yağmur,
kemerli, revaklı hayalhanelerinde
arp çalan, neşide söyleyen,
iskambil falı açan
ve tatlı ürpermeleri içinde
ölümlü ihsasların
aşk oyunlarıyla oyalanan
zarif ruhlarını çürütecek rutubet
ve rakik vicdanlarını
suskun entellektüellerin
ve yıkayacak o büyük yağmur,
silip temizleyecek
noktasına, virgülüne kadar,
halkın belleğine balçıkla sıvadıkları
bulanık satırlarını,
görece lekelerini şöhretimin;
o göçebe serazen güzeliyle yaşanan
küçük, masum macerayla ilgili...
bunları ben söylüyorum;
en uzak yıldızlara,
ziclere, atlaslara bakarak...
ben, El Harizmi´nin gözde tilmizi,
-öyle olduğu için de
Bağdat´a tutunamayan,
Roma´da anlaşılmayan,
ve Bizans´ta, elli yaşında
tam yıldızı parlayacakken
adı ikon kırıcıya
ve kart hovardaya çıkartılan-
ben, yıldızbilimci, şair
Harranlı Leon:
ben, matematikçi, mimar, ressam;
rum ateşinin mucidi;
hendesede hace-i hacegân;
yedi dilde konuşan,
üçünde yazan-bozan;
gizli ilimlerde,
bahusuz maraz-ı kalpte
ve inkisar-ı aşk ve muhabette uzman;
diline hâzik hekim,
eline mahir cerrah;
tarid-i cin ve sihir,
ilahiri ilahiri ilahir...
.
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta