sene yetmişlerden, demiş tembih etmiştim ki dağ bayır nerde akşam orda sabah ömrüme..” benim her akşam olduğum günüm gündüzüm, borcu AŞKA kendimle ödeştiğim kutlu müjdelere benzer” .. halen dünküne bugünümle, nicesine selam olsun..!
Harman pinarlarina
Hele yar diyerek baslayan hoyrata
Karaburundan, aksamin indigi dere bayir toz dumanlara
Yanarak buzdaki beyazliga derin düsen çığ
Ve herkesten kendini kurtarmaya calisan bir ciglik gibi geceyi yarilayan karanlik
Bilsin bilmesin bu yara saran kumastaki kör makas
En zayif halkalardan salincak olmayi ucuran rüzgarlarla
Duvar araligindaki sakli tülün
Serce sesleriydi yasam kumasindan yirtilarak terzisiz tezgahsiz yuvalanan dünyaya
Bir mektup da cakil taslarinin üstünden suyu oksayarak irmaga akip giden caglayana
Baglarin üstü körpeler korugu engir
Daglarin üstü bilinmez tarihten cöreklenip kalan yarin
Baglarin üstü insandan ayrilip giden catal yol..
Bilsin bilmesin kenger, gelincik olacakti dügün dügüne bozkir
Sakiz kanatacakti yaz gelince coban ateslerinin yanip söndügü efil esimlerde
…nisan mayis aylari
Subat / 24
Kayıt Tarihi : 29.2.2024 14:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!