harf harf duruyorsun alnımda öylece dur
şiirden ipekten bir yazın ortasında
bir çizgiyi anlatıyorsun hecelerle çiz
biz bütün kesişmelerin çıkmaz sokağıyız
dışarda kuşlar başka, aşk başka.
kıştan kalma bir şemsiye var şapkamızda
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Ek:
Son mısra için bir itirazım olur mu diye düşündüyseniz, hayır, yoktur.
Selam, saygı ve muhabbetle
Buralarda zor Ali Oğuz Bey :)
Ne güzel bir şiir bu
Gerçi imgesiz mimgesiz,
Ama güzel şiir, sabretmiş olsaydım -haklısınız- çok daha anlamlı olacaktı...
Teşekkür ederim.
Selçuk Bey; dün gece yazmayacağım demiştiniz ama şimdi geldim bilgisayarın başına, gördüm ki perhizi bozmuşsunuz. Oysa ben sessiz kalacağınızı düşünerek bir şiir bulmuştum bu haliniz için. Olsun, yine de göndereyim :))
Silence
It is but an empty sound
A moment devoid of speech
A noiseless presence
But not without meaning
Listen attentively to what it says
Grasp the message of the inaudible words
Then you'll understand it's far from being quiet
Silence is a loud shout begging for more ears
Christie Enahoro
kesişmelerin çıkmaz sokağına damlarsa şiir...
şakağına değer umudun en mavi duruşu....
tebrikler...
o kadar anlamlı okadar güzel bir şiir beni oturduğum yerde koşturdu ama finalde düştüm bunu üstada söylemeliydim,sevgi ve saygılarımla eyvallah.mustafa nuri inanç
Sataşmayın Kemal Abime
Hiçbir görüşümüz kesişmiyor
Ama ben onu anlıyorum
O beni anlamasa da :)
Arıyor o
Bir şeylerin eksik olduğunu hissediyor
Bulduğuna inananlardan daha iyi yerde
Yalnız şu itlere taktım:
Bakmaya fırsatım da olmadı, bunlar hep sağ ayaklarını mı kaldırır hakkaten yaw?
Harf harf duruyorsun anlımda
Islaklık var bakışlarımızda yaramazlık var....Bu kadar bir şiir!.Gönlünüz şen olsun.Aşk başka hele hele şiir aşkı...Sağlıcakla kalınız.30.04.2010
Ankara / Nazır ÇİFTÇİ
Ula sevgili Emrah,
Bu sitede çok sevdiklerimden birisin ve de doğru dersin. Ahmet bey de itirafta bulundu. Gerçekten de, yazmayacağım diyorum; bazen şiiri okuduğumda zıvanadan çıkıyorum, bazen de, güzel şiirlere, yazanın hakkını vermek isteğinden, kendimi alamıyorum. Bu site, efsunlu mu nedir? Bir mıknatıs gibi çekiyor insanı. Bak gördün mü? Bugün ne olursa olsun, yazmayacağım dedim. Gene yazdım. Allah müstehakını vermesin. :)))
Kendine iyi bak Emrahcığım. Tanıdık bildiklere selam.
Öylesine seçtim, hemen seçtim, şimdi seçtim:
UNUTMAK KOLAY DEMİŞTİN, ALIŞIRSIN DEMİŞTİN
ÖYLEYSE SEN UNUT BENİ, YETER Kİ BENDEN İSTEME
Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni
O iki mısra özellikle büyük harfle yazıldı. Hani, nakaratı da hafif değil. Ama o iki mısrada başka bir şey var. Çok sıradan sözler, değil mi? Heh... İşte böyle çok sıradan gibi gelen ama içinizi dopdolu eden sözlere sehl-i mümteni diyorlar.
Buraya kadar yazdıklarım burada kalsın.
Çocukluğumdan bir hatıra:
Her çocuk gibi biz de oyunlar oynardık. Her oyunda iyi olmak ve diğerlerini alt etmek çok kolay değildi. Ben oynadıkları oyunu önce iyice seyreder, sonra yanlarına gider, önceden planladığım bir iki değişik kuralı kabul ettirir (yani zemini ayaklarımın altına çeker) sonra girerdim oyuna. Elbette yeni kurallar benim başarılı olmamı sağlayabilecek kurallar olurdu.
Şimdi yukarıda bıraktığımız hususu buraya çekelim: ayaklarımızın altına.
Yürekleri yakan deyişlerle düştük hepimiz şiir derdine.
Hepimiz Yunus'ça söylemek istedik. Bir zaman geldi, bunun öyle istemekle olacak kadar kolay olmadığını gördük. Onlarda, yürek yakan o kişilerde başka bir şey olsa gerekti: bizde (belki henüz ama) olmayan bir şey işte.
Ne var ki şiiri sevmiştik bir kere. Yazmadan da yapamazdık. Onlar gibi olamazdık belki ama şâir olmak bizim için hayatın olmazsa olmazlarından biri haline gelmişti.
Benim çocukluğumda yaptığımı onlar büyüdükten sonra yaptılar. Mühür kimdeyse Süleyman o idi nasılsa, uzanıp halıyı kendi ayaklarının altına çektiler. Kolay anlaşılandaki içsel derinliği yakalayamayan sığ kişilikler anlaşılması güç semboller arkasına saklanıp ''Cısss... Aslında ne kadar derin şeyler söylüyorum, ama bir türlü anlayamıyorsunuz'' işte demeye getiriyorlardı.
Oysa onların anlamadığı, harıl harıl Bruno'nun ağlayan çocuk resmini -onlar- anlatmaya çalışırlarken, resimdeki çocuğun zaten ağlamakta olduğuydu...
Kaç insan varsa yeryüzünde o kadar inanış, kaç insan varsa o kadar şiir anlayışı vardır. Ben çocukluğumda yaptığımı yapmak istemiyorum. Ağlayan çocuğu size anlatmaya çalışmayı reddediyorum.
Ben harfler, heceler, kelimelerde ağlamayı aramaya devam edeceğim.
Size gerçek edebiyat yolunuzda mutluluklar dilerim.
Uğurlar olsun.
Biliyorum,
birgün yol çizgilerine yenilince yazgım,
seni hayat kadar özleyeceğim.
dut pekmezi ve kızarmış ekmekli sabahları,
çocukluktan alınmış ödünç gülüşlerini,
canıma can katan sarılışlarını arayacağım
ama olmayacaksın...
izleğime kopyaladığım anılara koşacağım
aynı filmi bıkmadan her gece izler gibi
sana benzeteceğim bazı kadınları,
ama hiçbiri sen olmayacaksın....
en yanlış doğrumdun,hayat veren yasağımdın!
yazgımın hüzünlü sayfalarında büyüttüm seni,
içime yaptığım yolculuktun, adressiz kentlerde,
sensizlik bir mavzer gibi saplanacak canevime,
yaram kanayacak, öleceğim çok uzaklarda,
sen olmayacaksın....
...
kutlarım günün şiirini ve şairini
Bu şiir ile ilgili 44 tane yorum bulunmakta