Günden, güneşten aldım yangınımı,
Bir umudun arkasından koşan,
Bir yangınım..
Ateşi nara düşen,
Uzak iklimde goncada mora düşen,
Yanan İbrahim mi, ben miyim...
Lâl dilim çözüldü,
Biliyor musun gecede kaç şiir öldü..
Ben efkâra kurşun sıkmış, ölümü öldürmüşüm...
Musalla taşında akşam üstülerinin namazını kılmışım...
Yandım ulan yandım,
Kendimi yaktım,
Yüreğimi yaktım,
Semayı yaktım,
Yanmaz denen denizleri yaktım,
Yetmedi şehri yaktım...
Ulan dudağının pembesinde şehir yaktım,
Seni sevdiğim gibi...
Gece ne kadar soğuk, ne kadar karanlıksa ifrit ifrit mısralayıp yaktım...
Şimdi bu yangını kim söndürecek ulan...
O kadar hüzün, o kadar şiirsinki içimde,
....ve adı konmamış ölüm, yorgun bir yangın..
Ne senden güzel gül bilirim,
Ne senden özge güzel.
Baktıysam eğer kör olsun gözlerim...
Ulan ben senin için yıldızları yaktım,
Gökte yıldız kaydıkça yerde bir kibrit çaktım...
Sen aklıma geldikçe bulutları kurşunladım
Yüreğimi kurşunladım,
Hare hare yangın kurşunladım...
Ben senin için her gece şehirde yangın çıkardım..
Ulan dudağının pembesinde şehir yaktım.
Kendimi yaktım ulan kendimi yaktım,
Bir seni yakamadım...
Kayıt Tarihi : 24.11.2024 02:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!