Hapşuuuuuuuuuuuu Şiiri - Ramazan Ateş

Ramazan Ateş
726

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Hapşuuuuuuuuuuuu

'Çok Yaşa,
Sizde görün'
Yine her gün olduğu gibi sıradan, yağmurlu bir gündü. Saati zamanı hatırlamıyorum, üstümü giyindim, ayakkabımı ayağıma geçirip çıktım dışarı.
Nereye gideceğime, ne kadar gideceğime dair hiç bir fikrim yoktu. Dolaşacaktım yağmur altında. Islanacaktım belki sırıl sıklam. Öylede oldu. Daha bilmem kaz yüz metre yürümeden ıslanmıştım. Saçlarımdan yüzüme yağmur suları süzülüyordu. Düşüncelere dalmıştım, ıslandığımı fark etmemiştim bile. Hoş farketsem ne olacaktı, maksat zaten yağmurda dolaşıp ıslanmak, belki karanlık ve karmaşık duygularımı temizlemek değilmiydi.

İçimin ürpertisi ile uyandım daldığım düşümcelerden. Yollara sular birikmişti ve ayaklarım ıslanmıştı.
Neden sonra fark ettim ağlamışım, göz yaşlarım yağmurlara karıştığı için hissetmemişim yaşları. Ama yüreğime damladı yaşlar ve içim acıdı, belki o acıyla ağladım bilmiyorum.

Gittikce uzaklaşıyordum şehirden, yağmur yağıyordu durmadan. Ve ben ıslanıyordum, ayaklarım suya batıyordu adım attıkca.
O an bir türkü söylemek geldi içimden ne yazıkki hiç bir türkünün sözlerini hatırlayamadım. Ne olduğu belirsiz makamlarda ıslık çaldım, ne ben haz almıştım ıslıktan nede o ıslığı çalan dudaklarım.

Durdum düşündüm; ben niye burdayım? Zaten içim ıslanmışken dışımı neden ıslatıyorum?
Sanki kimin umurunda benim burda ıslanmışlığım? Kim bilecek ne haldeyim, kim acıyacak bu halime hemde neden?
Ama ben benim umurumdaydım, ben biliyordum ıslanmısşığımı, benim içim ürperiyordu soğuktan ve ben biliyordum ne haldeyim.

Yağmur her zamanki haliyle yağıyordu. Zamanı gösteren hiç bir şey almamıştım yanıma ve artık akşamın serinliğide başlamıştı, geri dönmeliydim gittiğim yerden. Niyetim kötü düşüncelerimi, içimdeki karamsarlığı orda bırakıp gelmekti. Geri dönmüştüm artık, eve doğru adım adım, derken gözlerimin önünden sanki şerit misali geçen aşağıdaki mısraları tekrar etti dillerim.

'Deli gönül deliliğin üstünde,
Ne yaparsın, söyle bunda kastın ne?
Kim duydu ki, sen dünyaya küstünde,
Dön evine, sen yuvana yurduna,
Gitte sarıl sen minicik oğluna.'

Sanki biri söylüyordu bunları bana, duy diyordu, dinle ve aklını başına al.

Ne kadar yürüdüğümü bilmiyorum. Bildiğim şey artık üzerimde kuru yerin kalmadığı ve dizlerimin yorgunlugunun ta ciğerime işlemesiydi.
Üşüyordum ama hafiflemiştim, sanki duygularım temizlenmişti, sanki üzerimdeki karamsarlık kiri temizlenmişti, ben üzerinden onlarca kilo ağırlık bırakılmışcasına hafif hissediyordum kendimi. Sadece biraz üşümüştüm, vakit hayli ilerlemiş olmalı diye düşündüm. Sokaklar bom boştu, hiç kimseye rastlamadım, zaten bu kahrolası yerde akşamın ilk saatlerinde dışarda hayat biter herkes kendi inine çekilir ve dışarda ne olup bittiği ile ilğilenmez. Helede benim eve doğru yaklaştığım o saatlerde sokakta ancak benim gibiler olur diye düşünüp hafif bıyık altından gülümsedim.

Eve gelmiştim, anahtarı kilide takıp çevirecek kadar gücümün kalmadığını söylesem abartı olmazdı, zar zor açıp içeri girdim, yapılacak en doğru şeyin bir duş almak olduğuna kadar verdim.

Büyük bir fincan kahve alıp elime bir koltuğa oturdum ve saata baktığımda gece 23.05 olmuştu. Evde en son hatırladığım zaman 17.30 du tahminen 18 de evden çıktığımı hesap edersem 5 saate yakın bir zaman. Demek oluyorki kendimle iç hesaplaşmam ve yağmurunda buna şahitlik etmesi daha sonrada göz yaşlarımla onaylamısı bu zaman diliminde gerçekleşmiş.

Kendimi çok hafiflemiş sanki bir büyük sorumluluğu yerine getiriş gibi hissediyorum.
Çocuklarımı özlediğimi, onlarsız olamıyacağımı ve her ne olursa olsun onlar için hayat denilen bu canavarla mücadele etmem gerektiğini bir kez daha anlamış oldum.

Acısıyla tatlısıyla, yaşamak güzel şey. Helede yaşamak zorunda olduğunu, yaşamak gerektiğini billiyorsan, sevincini paylaşacağın birileri varsa, gözlerine bakınca o gülen parlak ışıkları gördüğün dünya tatlısı çocukların varsa yaşamak çok daha güzel.

Yaşayacağım hayat.
Sana inat yaşayacağım, dertlere inat, çilelere inat yaşayacağım.
Belki vuracaksınız, kıracaksınız kanadımı kolumu, belki sarsacaksınız ama düşmeyeceğim, dimdik kalacağım ve yaşayacağım.
Yaşayacağım. Dost düşman bilsin, duymayanlar duysun.
Yaşayacağım, inadına yaşayacağım.
Yaşamak güzel şey. Sevmek, sevilmekle süslenirse dahada güzel.
Hayatı sevmesemde yaşamayı sevmeye başladım, sizleri seviyorum yavrularım, seni seviyorum bebeğim, seni seviyorum minik kuşum.Sizler için yaşamak güzel şey. Yaşamayı sizlerle daha çok istiyorum.

Kendimi çok hafiflemiş olarak hissediyorken, duygularımı dile getirmek istedim. Bir saat önce yaşadığım, hissettiğim duyguları dahası beni kaleme aldım. Islanmıştım, üşümüştüm, yorulmuştum hatta ağlamıştım.

Şimdi sizlerle o anımı paylaşırken iyiki kafam esip çıkıp dolaşmışım diyorum. Elimde kahve ve o anları sizlerle paylaşırken arada hapşırdığımı duyuyorsunuz sanırım.
'Hapşuuuuuuuuuuuu'
'Çok yaşa'
'Sizde görün.'
Ramazan Ateş/Enschede

Ramazan Ateş
Kayıt Tarihi : 17.9.2008 23:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Genç
    Osman Genç

    Ramazan bey ,,,,,,,,,,,sizde çok yaşayın,,güzel bir öykü ...saygıyla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Ramazan Ateş