Hani? Hangi Şeker? Şiiri - Sevinç Kavuk

Sevinç Kavuk
1200

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Hani? Hangi Şeker?

Cildinin dokuları gibi ince eledim, Lady!
Sık dokuyacağım densiz bit yenikliğini, Lady!
Ne örüyorsunuz dünya başına sinek birliğinize
Pirinç taneleri toplamaya iş yok burada, Lady!

Şu hal mi sürtük, bakış mı bitik, dil mi teranelik?
Trafik felç de, yürek niye sağ tarafına göçük?
Bu kez çuval çuvallayacak serpik pörçük!
Kimi ciddi düşünüyor, kimi ne iğrenç sapık…

PKK bir Terördür, savaş niye bu araya sıkıştırılıyor?
Irak’a ilk saldırı, Rusya’ya karşı Dünya Savaşıydı
Bu yüzden Rusya dağıldı, bu Irak sonraki masaldı
Hangi şeker paylaşılıyor? Türkiye bu saf mıydı?

Tersine dönüyor belki Irak gibi, olsun, ama bilelim
Gizli kapılar ardında neler oluyor? Biz de hak biçelim
Bir Filistin, Afganistan yılları mı mesaj özü doluyor?
Yugoslavya masalı, ölen öldü kalan sağlar alim mi?

Bu hallere mi vatan yüreği coşacak, neler oluyor?
Ağzını aç bir şeyler söylen diye niye hep kokuşuluyor?
Bu mu vatan anlayışı, neyin tiyatrosu? Bu ölüm niye?
Hangi dans salonundayız, dinletilen bu müziğin adı ne?

Baloya balayı mı diyelim, dininin diline terim mi yenileyelim?
Ölünecekse öleyim! Ama şerefimin hırsızı uğruna değil!
Vatan şerefimdir! Şeklini şemalini olsun bari söyleyin!
Anlayamayacaksam eğer, derdimi dinler mi olursun yani sen?

Heyecan duyma eğitiminizi siz kendi suratınıza boyayın!
O makyajı bölücüler daha iyi yapıyor, oluşuma yormayın!
Din aynı, vatan aynı resmi! Adınıza ayaklık fırçalamayın!
Anlağım kıtsa evlat da yok, bildiğinizi ardınıza koymayın…

Dikkat sınırını aşmayın! Akıl sınırını dozajlamayın!
Halkı sokağa dökünce bir de bonbonu olmalı derim
Hani? Bu hangi şeker? Ne görünmez de belaymış gibi…
Zaten alınmış karar, şok ayarına mı uyarlamalı dünya alemi?

Haram ettiniz insanlığa yalan dünyayı, yar, evlat aşkını
Yapılan bu kadar görselken neden anlaşılmaz o lafları?
Ölümden daha da mı ağır sır bu, şehitimin niye akar kanı?
İnsan hakkı diye sululuklara nasıl sorulur ki şehit hakkı?

Kasım 2007

Sevinç Kavuk
Kayıt Tarihi : 4.11.2007 00:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Avrupa’da, vatan duygusuna ölmek isteyen artık bir hayli azaldı… aylık ücretle gidiyormuş askere… bu da yetmiyor tabi ordu anlayışına… şimdilik… buna bulunur daha çare, insanlığa dehşet yarat zekası onlarda oldukça… ama bir çare düşünmüşler… ve yine sanki yeniymiş gibi hep aynı masal… Müslümana karşı savaş planına, İslam ülkelerinden çocukları kaçırıyorlar, üstüne üstlük, bir yardım ekibi adıyla çocukları anadan babadan elleriyle teslim alıyor, davar sürüsü gibi ülkelerine kaçırmaya kalkışıyor… Esir ticaretinin bu yeni hali, eskisinden ne vicdanda farklı, ne hukukta farklı… Bilişim dünyamızda bu sır tutma, bu medya ruhsuzlarına labildiğine hürriyet, duyarlılarına yasak aldı başına gidiyor… Bu işte savaş! Sen ölmeye sıraya gir, ben sana nerde öleceğini söylerim…. Birden bu bilişim zenginliğine insan hiç vicdansız olabilir mi? ... Vicdan vicdana karşı! Vicdan hanımlara belki dır dır ediyorumdur canım, ne vatanı, ne ihaneti, ne duygusu, ne duyarlığı…. Ne oluyor Allah aşkına? Avrupa, Amerika, İngiltere olaylarıyla zaten hiç tükenmez ya bir soysuz sonsuzluklar ortaklığı var ya da bunu anlayabilecek bir hükümet olması gerekirken… bir de başımızda bu sefillikler… ne diyelim, Allah büyüktür… Allah kerim diyecek yine analar babalar… 30 yıl sonra tekrar bu haksızlıklar dile alınacak, çünkü yeni olaylar yine eşiktedir… Bu haller ama Asya anlayışı olmadı, olmayacak yüreği yine ve hep çarpmayı bilmeli… Bu yürek nerede çarpar peki? Yüreği bu bilişim varlığına yücelmiş bir bilinç taşımayı bilende elbette! Hiç tanıdık mı böylesi bir yöneticiden haz tadını? Eskiden tadılmış! O eskiden tadılan şimdi bizim vatanımız. Acıları da az aşağı çok yukarı aynı durumumuz içinde, hatta özellikle… Sadece ulaşım farklı… Suni ulaşım neye yarıyor ki… Yürek ulaşımına hiç daha bir taşıt benzerliği bulunabildi mi? Allah tek yüce! Bu Allah olma sevdaları bitmeyecek ki şu iki kıta sevdalılarında… Avrupa, Amerika… İngiltere ne oluyor? ... Geç bu konuyu, düşünme! İsrail gibi, tankları tokuştur dur! O analar ne hissediyordur acaba? Ne hissedebilir benim gibi olmaktan başka. Analar ağzından doğuruyorsa bu başka tabi… o zaman işte bu cehaletime küserim ben de… Acı aynıysa, niye dayanışmamız farklı olsun diye düşünmekten vaz geçemiyorum… Bir yeni hükümet, hem bir bilişim değeri yüksek bilinç güzelliğinin bütünlüğü ile, ilk iş olarak diyelim ki, bir kaçakçı şebekesi çökertildi ve diyelim ki, o dava düşecek, hükümetimiz niye diye soracak, yanıt olarak belki duyulacak olan: Ben emrettim! Bir itiraz mı var? ... Bu işte, bu ‘ben emrettim’ Türkiye’nin her yerinde… Eğer bu halka duyurulursa, halk ile birlikte bu ‘ben emrettim’ de birlikte çökertilir. Uzun ve yorucu, ama başka bir yol bırakıldı mı ki geriye? Canım Türkiye’m! Canım Türk milleti! canım ordum! Bu kadar can ile neden başarılamasın ki? Halk ile, güney kuzey doğu batı yalnız bırakılmadan, başarılır bu iletişim… Tercihlerimiz belirliyor yaşantımızı. Tercih vatan yüreğimizin sağlıklı işleyen bir organ mücadelesi ise, özentiden sıyrılabiliriz. Korkutucuları kontrol edebiliriz. Halk ile birlikte! Sadece halk ile birlikte! Üniversite öğrencilerimiz de üstlenebilir bu sorumluluğu, psikologlar, hekimler, öğretmen, hakim vs. yanı sıra. Bir araştırmacı ruhu gelişebilir bununla. Yurt dışındaki çocukluğumu hatırlıyorum, çocuk eğiticiydik, hatta çocuklarımıza bir iki yaş büyüklükle okulda ve derslerinde izleyen birer ebeveyin rolü paylaşıyorduk karşılıklı, sonra yine çocuk oluyorduk birlikte. Çok şükür aşıldı bunlar, şimdi Almanya’da polisimiz, hakimimiz, avukat, baş hekim, mühendis, fizikçi, mimarlarımız ve akla gelebilecek meslek uzmanlıklarıyla dolu dolu… Tercihlerimiz belirliyor yaşantımızı. Şekere, bonbona, oyalanmaya oyuncaklarla geçiştirilmeye ihtiyaç duyan çocuklar olmayabiliriz. Anzer balı gibi yürek bağımız var insanlık servetiyle ve insanlığa servet diye bırakılabilecek değerlerle bir yarınlarımız için… sağcı, solcu diye ayrışmaya duygu ve duyarlıkların anteni işlemiyor bizim yürek yapımızda diyebiliriz, tercihlerimiz belirli hep bizim yaşantımızda, tarihler boyunca… ve tarihler boyu sevdik dağınıklığı kontrol edebilme faziletimizle… bilen bilmeyene götürürse eğer, bilgiye onurunu katmış olabilecek, olanın olmayana vermesi güven olabilecek sağlıklı gücüyle… bu tercihler yaşantımızdı, üstlenmeyi kabullendiğimiz uygarlık değeriyle vatandı…

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ünal Kar
    Ünal Kar

    yüreğiniz ve kaleminiz daim olsun...

    çok değerli bir çalışma daha..

    duyarlı ve düşündürücü...

    selam ve saygılarımla...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Sevinç Kavuk