Hani bazen,
Sebebini bilmediğin,
Yada bildiğin,
Bir sıkıntıyla daralır sın.
Yatamazsın yatağında,
Yatamazsın.
Sonra…
Kalkar bir pencere açarsın.
Gözün karalıkta bir noktaya dalmıştır,
Sen farkında değilsin.
Hışımla kalkarsın,
Hışımla açtığın kapıyı,
Aynı hışımla çarparsın.
Dışarı fırlarsın.
O sırada uzaklardan,
Adresini bilmediğin diyarlardan.
Bir rüzgar eser,
Gelir alnına dokunur,
Acıyarak sana bakar.
Ferahlarsın.
Belki ıslanırsın sırılsıklam,
Aşkta ıslandığın gibi,
Belki üşümüşsündür,
Nasılda ayrılığın ayazının aynısı.
Sonra…
Çaresiz yine dönersin.
Bir ceset gibi yatarsın,
Zebani rüyalar gelir uykuna,
Ama sen aldırmazsın.
Uyursun uyanırsın,
Uyursun uyanırsın.
Ve bir geceyi,
Tam bin yılda tamamlarsın.
İşte sen benim içimde ki
O sıkıntısın.
Aslında hiç geçmiyorsun.
Hiç pes etmiyorsun.
Ben yalnızca baş etme yollarını öğrenmişim,
Kendimi oyalıyorum.
Ve hiç bitmeyecek-sin.
Bunu da biliyorum.
Bense…
Senin sıkıntınla bunalıp,
Senin sıkıntınla savaşacağım.
Savaş kazanırım demiyorum,
Kaybettim ben o savaşı,
Ancak teslimde olmayacağım.
Vuruşacağım.
Kayıt Tarihi : 13.10.2014 11:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!