Sevda...koskoca bir düş!
İnsan isteyince bir şey olmuyormuş, bildim...Ve..artık şuna inandım ki, kendini arıyor insanoğlu sevdiğinin yüreğinde..Bir ayna tutuyor o yüreğe ve kendi gibi olsun istiyor.Aynalar kırık yar...Bak, ne çok oldu suretim...Hadi bul kendini bende..Yok...Her yürek bir ömür...ve her ömür bir dehliz...Kim bilir...o dehlizlerde rastlaşır mıyız bir daha? Bilemem...Bildiğim sadece aşkın büyüsünün tez geçtiği ve mıknatısın kutuplarının çok çabuk yön değiştirdiği...Bildim ki insan, kendine bile yabancıyken bir başka yürekte barınamıyormuş.Anladım ki bencillik sararsa yürekleri, sağır olurmuş kulaklar. Hissettim ki soğursa yürek, geri gidermiş ayaklar...Yüreğim ağladı...Ağladı da sustum yar...Dileklerimin en güzelini altın tas içinde sana sunarken en altta kalbim de olsa, kanma...Yüreğim değildir o...Sadece bir surettir...Çünkü yüreğim senin ellerinde öldü...Bak avuçlarına...Gördün mü...duyarsızlığı sarmış sarmalamışsın yüreğime ve boğmuşsun onu...De bana, hangisi gerçek?
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman