Mutluluk ülkesi sevda diyarı
Baktım haritama, orda yeri yok
Sadakat çeşmesi, şefkat pınarı
Hayali ağyar, dünyamdan kopuk
Bilmedim görmedim, neyi yazayım
Oralar neresi bilemedimki
Kor bir yürekle yanmış kozayım
Bunu ben kaderde dilemedimki
Ne nisan yağmuru, ne bir baharı
Lügatımda yokki unca kelime
Ovam su görmedi, dağlarım karı
Mevsimler dönüştü tek bir iklime
Sevmekmiş kendime kurduğum tuzak
Yanmakmış maşuktan kalan tek miras
Sevilmek varmışda benden çok uzak
Gencecik boynumu vurdu ihtiras
Bir çift göz içime salmıştı çoru
Zavallı gençliğim gitti araya
Billurdu gözlerim şimdi kupkuru
Ak olan ne varsa döndü karaya
Ruhuma yerleşti görünmez cellât
Ruhumda can verdi bir çift güvercin
Önümde görünen sadece memat
Ruhuma çakılan alevden perçin
Kurşuni seherler bende uçurum
Düşerim her sabah bir bilinmeze
Tutuşmuş dibinde yaşım ve kurum
Bir deva bulmadım bu görünmeze
Vuslat dedikleri bende bilmece
Kırk yıldır cevabı bende ararım
Sanırım tek cevap okunmaz hece
Bir umutla yeri göğü tararım
Uykumun katili hey karabasan
Yetmezmi rüyada içtiğim cinnet
Her gece bıkmadan zehrini kusan
Yokmu hiç sonu yokmu nihayet
Serapta göğermiş bir karaçalı
Aşk dedikleri şey bu olsa gerek
Havadan varılmaz yerden kapalı
Orda ne arı var ne bir engerek
Bilemem, beklide imtihanım bu
Ahiret yorduna konan ödüldür
Ilahki rahmetle örter boşluğu
Mü'mine şefkattır kafire züll'dür...
Kayıt Tarihi : 1.4.2023 17:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!