aşk mış hangi aşk
işi gücü bırakıp gün yirmi dört saat karın doyurduğun an kırıntıları mı
köşe başlarında dem üzre saydığın köstekilerin yanında
delikanlılık edasıyla saçıp savurdukların mı yani
kaygısızlığın boyutsuzluğundaki gençliğinden
hadi canım sende
mum alevinden yansıyan hareler değildir aşk
sabahları pas geçilen akşamcı kahvelerindeki umut bekçileri
ince sazlarla geçilen fasıl
sorgusuz sualsiz inandığın an kazanımları
veya özlemine dem vurduğun yeşil bahar
doğrusu
aşk bişey değildir
hatta hiçbir şey değil
belki umulası derinliktir korkulası
gönlün gölgelediği bir muammada
belki düşünülesi utkulardan damıtık beklentilerdir
akla düşen ilk kardır belki elinin uzandığı
belki de dilinin ucunda ki o kelime
inadına çekilen bir özlem belki tutuksuz
belki de düğmelerini kavuşturamadığın iki başlı canavar hani
yana yakıla gizlenen mücevher kutusu, ilişemediğin
hele hele bir heves ile çekilen
yâr kırmızısı sarhoşluk hiç değildir,diyemediğin
tam da o bağlamdasındır
tutkusunda avunuk
aslında
aşk ne değildir ki!
kayalardan sızan su misali
sadece çok şeydir
sadece çok şey
biraz kavruk-
lar için...
Kayıt Tarihi : 19.8.2006 12:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

gönlün gölgelediği bir muammada
belki de kimbilir...?
tebrikler...
TÜM YORUMLAR (2)