dilime tükürüyorum hıncımdan
sokağa düşmüş sersefil
hangi ağlamak
söndürür yangını
yüze bakılır gibi değil
ay mührü geceye sakıncalı
‘görülmüştür’
hayatlardan sonra
gel sevgilim gözlerinle ört
aşk onarmaz
temmuz yangınlarını
acı durulur gibi değil
temmuzlar yaklaştıkça
utanıyorum kendimden
kanadığım her şey
kalbimi acıtıyor
gel sevgilim
yanıma sokul
caydır gitmelerimden
Madımak utanç kulesi
ateş böcekleri
adlarından utanıyor
kendini yakıyor
yangın kuleleri
sol yanım dikiş tutmaz
ellerinle tut
göğsüne bastır beni
bu dert çekilir gibi değil
öç nasıl yenilenmez
kar alev alıyorsa
yanarken çiçek
öç yeniler kendini
öç yeniler kendini
göğsüm barut fıçısı
kin namluda kıpır kıpır
gel sevgilim
en çok
şimdi gel
bu kalp
dokunulacak gibi değil
Kayıt Tarihi : 22.5.2007 14:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sayın Kerem Kerimoğlu geçmişi eski tüfek komünistlerin, sağdan, soldan dönme liboşların aktardığı ile biliyor olmalı ki, gerçeklerin tanıklığının dışında art niyetlilerin yazdığı sahte tarihin yalancı şahitliğini yorumuna delil olarak almış.
Siyasi veya mezhep çatışmalarına taraf olmadan bakıldığında olayların hiç de birilerinin yazdığı gibi olmadığını çok rahat görecek insanlar.
Örneğin 1960’lı yılların sonlarında başlayıp 12 Eylül 1980 tarihine kadar süren siyasi çatışmaların taraflarını verdiği insan kaybına baktığınızda toplamın yarısının bir taraftan, yarısının da diğer taraftan olduğunu görürsünüz.
Kahramanmaraş olaylarında da çatışan tarafların kayıp sayıları birbirine eşittir. Bu Çorum’da, Sivas’ta, Malatya’da da böyledir. Hatta Çorum olaylarında kayıplarımızdan farklı tarafta olanların aynı silahtan çıkan kurşunla hayatını kaybettikleri de resmi raporlarda yerini almıştır.
Sivas Madımak olayı menfur bir olaydır ve Müslüman kimliği taşıyan hiç kimsenin sevineceği, tasvip edeceği olay değildir. İnsan olan bir insan tiksindiği bir böceği, bir yılanı bile yakarak öldürmekten hicap duyar. Orada birilerinin fitne çıkarmak, kaos yaratmak, mezhepler ve farklı siyasi görüştekiler arasında düşmanlık yaratmak için galeyana getirdiği, öfkelendirdiği bir topluluğun yönlendirilmesi ile çıkarılan olaylar var. Olaydan üç gün sonra Erzincan-Kemaliye ilçesi Başbağlar köyüne yapılan baskının amacı da Madımak olayının amacı ile aynıdır.
Gün birbirimize öfke büyütme günü değildir. Öfkelerimizin büyümesi gereken yerler geçmişte yaşananları hareketlerinin basamağı yaparak kardeşliğimize, insanımıza, birliğimize, velhasıl devletimize saldıranlar, bölünmemizi, parçalanmamızı amaçlayanlar, onların kukla ve taşeronlarıdır.
Geçmiş geleceğin referansı olacaksa, ders alınarak, olayların ardındaki gerçekler bilinerek olmalıdır. Gün ayrılığı, ayrıştırmayı değil, kardeşliği perçinleme günüdür.
Selam ve saygı ile.
Bende bir aleviyim ama sizin ve buradaki birbirlerini itham edenlerin görüşlerine asla katılmıyorum. varsayımlarla birbirlerinizi itham etmeniz ve işi kavgaya hatta çatışmaya dönüştürmeniz onların istediği ideal pozisyondur! 12 eylül öncesindeki Çorum ve Maraş olaylarını hatırlayın ve işin içinde ne gibi kirli oyunların olduğunu lütfen idrak edin!
Hayırlı çalışmalar.
Saygıyla...
TÜM YORUMLAR (51)