Şiir yazmayı sevdiğimden beri , içimin kırıntıları ile yetinmeyi öğrendim...
Adını küçük bir çocuğa verecektim
Kar yağıyor, soluk soluğa kalmış yüreğime.
İlegal savunma veriyor gidenler.
Ellerimizde kalmış acılar, ritimsiz dans ediyorlar
Karma karışık süzülüyorum.
Bir şarkı mırıldanıp duruyorum, duygularım kıyıya vurmuş çöplükler kadar acımasız.
Sesim titreyişler içinde, ellerim kestane ağaçlarında parçalanmış gibi.
Dönmelerle kaldım öylece, ne zavallıca hallerim bunlar.
Ne acınası yüz ifadesi.
Uykumun gözlerimde bıraktığı acınası kızarıklık.
Nasıl iyi olayım? Nasıl hiç birşey yokmuş gibi davranayım.
Sonraya takılıp kalacaz, ve bazı şarkılar bize kan kusturacak.
Bahardan açan çiçeklere bakmaya tenezzül edemeyecek durumda oluruz.
Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman arasında bir tek geçmişte kalacak gözümüz
Yine kıskançlıklar tutacak seni, ben tekrardan başımı senden başkasına kaldırmayacam.
Yorgunluk kahvesi çok iyi gider bu vakitlerde.
El falı bakarım, ellerinde kaybolmak duygusunun, gözyaşımda yeri bir başka.
Çocukça gülümsemelerim içimde boğulmaya ne kadar da müsait
Şarkılar duymaksızın dans edişlerime kalakalıyorum.
Fakat deliye çıkıyor adım
Adım adım susuyorum. Bir kaşık su bulsam ecelim ile kavgaya tutuşacam.
Sigaradan kalan ciğerim yetmiyor bana.
Yaşlılık belirtisi oluşuyor ellerimin titremesinden.
Düşündüm, ayrıntılar ile kavgaya tutusuncaya kadar.
Aklıma düşen bütün pislikleri bir bir idama tuttum.
Midem hassasiyetin zirvesinde, haketmediğini fazlasıyla iade ediyor.
İçimde dirhemden kalan kalıntılar var.
Şarkının son sesiyle çirkinleşiyorum olsun, birazda insanlar çeksin beni.
Kime ıyi niyetle yürüduysem, sırtıma binen bıçak yaraları yüzümü okşuyor.
Nasıl gidiyor bütün kurumuş çiçeklerin kokusuz hisleri içinde rüzgarın esmesi?
Kalmış koca dertlerin, taş duvarlar kadar ağır olması?
Siyaha çalan gözlerinden, haki rengine dönmelerin?
Kutuya benziyor benim çürümüş duygularım, kapalı bir ortamda yürüyorum.
Gözlerim hadsiz cahilce sözlerde, kilit taşlarında matematik dersinde öğrenci.
Kendi adıma yakıyorum mesafeleri.
Birşeyler anlat bana, gözlerim uzağı görmüyor artık.
Büyüdüğüm mevsimler henüz bahara erişmedi.
Soğuk sıcak ortasında kaldıkça hasta oluyorum
Tuhaf bir yaşam sezintisi içinde kalıyorum.
Bana birşeyler anlatır mısın?
Şarkılardan mırıldasan da olur.
Sarıl bana
Biraz kırgınlığımi dinle gecenin orta vaktinde ,
Uykulu gözlerimdeki sensizliği , seyahat halindeki hayallerimi
Bende açtığın yaranın metresini , derinliğini
Dinle sana ait ne varsa , kapına koşuşlarımı .
Sensizliğin çaresiz halini ,
Bazen sesimi düğüm atarken buluyorum kendimi.
Bazende geç kalıyor hissi oluşuyor bende.
Devrik cümleler raks edip duruyor kalemimde.
Sonra tekrar doğruluyorum kendime, bir ses doğuyor içime.
Zamanın geç saatlerine kavga ediyorum.
Ve sonra türk dil kurumuna kızıyorum eksikleri çok diye.
Beceremedik bir çığlığı bastırmayı
Bir acının vazifesini ,
Yangın dolu yüreğimizi söndüremedik
Kıymet bilenlerden olmaktı amacımız , amacımızı beceremedik bir türlü
Bir türküyü dilimize salmadık
Her şarkıda üstelendik duyguyu .
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!