Kızılca kızamık olsun dokunduğun her yer
Merhemler çare olamasın, azdırsın ister
Zehirde olsa, dudağım şerbet diye içer
Bal dudağınla bir buse kondur ey sevgili
Bir kez koklasam çiçek gibi açmış sineyi
Lügatım naçar kaldı, yazıp çizemedim
Seni anlatan bir söz bulup diyemedim
Nice canlar sevdim, nice yürekler sevdim
Seni, birseni sevmeye yürek yetmiyor
Büyüdü sevgim, büyüdü, dar gelir gönlüm
Akıl baştan gitti sevda gelince
Kararırmış gözler insan sevince
Dünya benim olurdu sen gülünce
Tebessüme hasretim ceylan gözlüm
Yaralı kuş gibi çırpınır yürek
Senle su gibi akardı zaman
Şimdi vakit geçmiyor ay yüzlüm
Özlemim dağları aştı inan
Günlerim yıla döndü ay yüzlüm
Dalga dalga yayılır hasretin
Baykuş öter durur damın üstünde
Azraili çağırıyor besbelli
Ziyaret eder karanlık çökünce
Hazırlığını yap diyor besbelli
Gözlerim görmüyor nuru döküldü
Bir dünya istiyorum
Her mevsimi bahar olsun
Ilık bir meltem essin gönüllere, sevgiyle karışık
Fikirlerin çatışmadığı, düşüncelerin güzel olduğu
Rahat olabileceğim bir dünya
Huzur dolu, mutluluk dolu, çocuksu
Seninle yaşadım her şeyin güzelini
Sevgiyi, aşkı öğrendim, sevdim
Mutluluğun var olduğunu öğrendim seninle
Farklı bir tadı vardı sanki
Özlemeyi öğrendim
Heyecanı öğrettin bana
Ne olur aniden çıksan karşıma
Şaşırsam, öylece donup kalsam
Sana baksam dağ gibi büyümüş hasretimle
Sessizce ağlasam dudaklarım titreyerek
Gözlerimden özlem zehirini akıtarak
Gözlerine baksam manalı manalı
İkinci baharı istiyor gönlüm
Bahar mevsimi geçmeden
Ne kaldı ömürden, üç-beş sayılı gün
Belki bugün, belki yarın diye bekledim
Bitsin artık bu yanlızlığım, bitsin hasret
Ben seni beklemişim, hep seni özlemişim inan
Bütün duygularım karma karış bu gün
Kırk yaşındasın dediler
Nasıl geçti bunca sene anlamadım ki
Kırk sene yaşadım mı ben
Daha dün çocuktum halbuki
Saklambaç oynuyordum çocuklarla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!