O ADAM
Hüzün dağıtan bir sabah
Çınaraltı kahvede
Bir adam
Masasında çay simit sigara
Birde,
ÖYLEYSE YOKUM
Ben açmam diyor kasımpatı
Kasım gelmeden
Yüreğim kırk kilitle mühürlü
Kırmam diyor nar çiçeklerini
Görmeden
SABAH SESSİZLİĞİ
Alaca düşmüş zeytin ağacı gölgesindeyken sabah güneşi
Şafak kuşu kumrulardan gelen guguk sesleri
Seher yeline selam verircesine sıra serviler bir, bir eğilerek
İşte bende vardım o sabah sessizliğinde
Rüzgar fısıltıları arasında çimlenen tohumlara
SANCI
Yalnızlığımı yalnız, düşünüyorum.
Şehir gürültüsünü içime çekerek
Kararmış bulutların verdiği
Yılgınlıkla
Kara kara düşünüyorum
SEN DEĞİLSİN
Kendi yüzün değil baktığın şekil
Gecenin Rüyası,
Gündüzün,
Düşleri.
Hasretle, elleri boğazına sarılan
STARLİÇE
Bekçi siz geceler var ya hani
İşte,
Tam da, bana denk geliyor
Çaresiz bekliyorum.
Yarının güzelliklerini
SUSANA KADAR
Susana kadar konuşmak
Gök kubbe altında,
Tereddüt yok. Sıkıntı yok
Yarına,
Yüksek çatılar altında
YAĞMURDA
Yağmurlu bir günde, sokaklar ıslak,
Şemsiyeler altında, insanlar saklanmakta.
Her adım birer melodi, yağmurun ritminde,
Şehirde bir dans, sessiz ve zarifçe.
Şemsiyeler açılır, renk renk gökyüzünde,
YANLIŞ ŞEHİR
Hayat sana ne diyor filmlerde
Bir yazara aşık olmalı
Birde daktilo olmalı
Yaprağı dökülmüş ağaçlar altında
Kalmalı bütün gece üşümeden
YARIN
Dün kendimi kendimde gördüm yolda
Göz ucuyla selamlaştık usulca
Aynı gemideydik
Parlaklığı kaybolmuş bulutlar
Masmavi deniz ortasında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!