Halo Şükri.... Şiiri - Servet Alkan

Servet Alkan
426

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Halo Şükri....

Bahar gelmişti
Şükri Dayı Moskile kadar gitmeli
Bağ-bahçe için öteberi almalıydı..
-Ya ne Ya Baba?
Ev biraz ilçe dışında…
-Pişiğin ezile Şükri,Ev Bu kadarda yapılırmı uzağa?
Kahvaltıdan sonra düştü yola..
Uğurladı kendisini Şakila…
Yol kıvrıla kıvrıla ulaşıyor meydana…
O da ne? Hoşt Ulan…! ! ! !
Üç köpek koşuyor Şükrü Dayıya…
-‘’İki gılliginiz kör ola düşe Avuçlarıma..’’
-Hoşt ulan hoşt..İt oğulları…
-Hav Hav…..
-‘’Elin Körü…Tatarhamıya gelesiceler….
-Hav Hav Hav…
-De gidi şimşir kafalılar sizi…
Neyse etraftan millet koştu da..
Kaçıştı her biri bir tarafa….
‘’Gözüm göre de Belediye Kurşununa gidesiniz he mi? ’’
İtoğlu itler de sen diyisin İlçenin sahibi,Girişe postunu sermişler…
Seçimde yeni olmuş
Kıran kırana,vuran vurana…
Emma herkes şikayetçi olmasına rağmen
Korkudan diyemiyor derdini Reise….
Ah bir çare..Bu İtlere bir çare….
-Ya ne ya Baba?
Kaç defadır böyle uluyorlardı Şükri Dayıya…
Sade ulusalar iyi..Acaip hırıltılarda cabası…
-Ulan şu Reise gidip demeli heman…Yere batasıcalar…
Tam o sırada Reis gözüktü karşıdan…
_Sayın Reisim; ahan Şu İtlerin elinde kaldık.bir çare…
-Hallederiz Şükri dayı…Sıkma canını,Sen rahat ol…!
Sevindi Şükri Dayı…Öteberi alıp oldu yola revan….
Birkaç gün sonra Cumaya gitti..
Hayda aynı manzara…
-Hav Hav Hav…
-Ya Sabır…! ! !
Birkaç gün sonra yine uğradı meydana…
İtoğlu itler yine pusuda…
-Ne etti acep şu Reis..Rey vermediğimi biliyor ya dümbük
Ondandır gebertmiyor itleri…
Tam o sırada Reis Beyde bir kahvehane önünde
Çay yudumluyordu liboş ve tayfasıyla…
-Ya ne ya Baba?
-Ulen elime düştün …Reis beg,Reis Beg…! !
_Ooo..Hayrola Şükri dayı?
-Hane İtler hala havliler hergün..
_Şükri Dayı Baytar icablarına baktı..
-Nasıl?
-Kısırlaştırdı hepsini…Buldular belalarını…
Şükri Dayı kızardı kızardı patlayacak gibi oldu…
-Öylemi He mi? ...Devrin devrile…
-He ya…Gel sende Büskevit ye,So iç….
-Hay senin büskevitine…Sen ne diyin Reis? Ben it deyim sen büskevit….
-eeee tamam işte.Baytar halletti dedikya…
Ulen dedi düştün elime,Rezil edemde seni ibret ol aleme…
-Ya ne ya Baba?
_Reis Beg,Reis Beg…Biz sana demedikki Heyvanlar bizi İğfal ediyor…Biz dedikki
Bizi ısırıyorlar…! ! !
Reis düşündü;
-‘’Ulen bu dümbük zati rey vermemişti seçimde bana..Susarsam Alemin diline düşerim ‘’
AlimAllah! ..Garnagasi,Gızılgurt…çattık belaya…
Tabi bu arada gören koştu Allah için,,Halkanın ortasında kaldılar; Reis Ve Şükri Dayı…
İçinden geçti birden;
-De get nasılmış…İğfal ile Dişlenmenin farkını bile bilmir Bu Reis…
Reis bir çıkış bulmalı idi..
Öyle ya koca Reis,,Bir kilo pos bıyık..Madara olmak varmı öyle kıssadan…
-‘’Şükri Dayı,Şükri Dayı…Sen hiç dişlenmemişsin herhal..Bir Dişleseler İğfal edilmiş kadar Oluyorsun zaten…’’
-Ya ne ya Baba?
-Wééé…He Vallah sen deyince hatırladım..Bir defasında dişlemişlerdi…İğfalden beter olmuştum..Kuduz aşısıda cabası….
-Ya gördünmi? Bırak Bahar geçtimi havlamaları kesilir…Demi Ama…?
-Öyle ya…! ! !
Ah…. Şükri Dayı düşündü;
-Ulen kim sana deyi Ahan bu siyasetçilerle bir ol…Aldınmı alacağını…Ah ulen;
Bir yan üzerine yatasanda yanın karara…parça parça etlerin töküle Reis…Ne Sen olasan
Ne de itlerin….Büskevit yiyimiş..Zukkum yiyesin…! ! ’’
-Ya ne ya Baba?

‘’Yeni Nesil Kahvehane Sohbet kürsüsünden…’’

Servet Alkan
Kayıt Tarihi : 18.4.2013 16:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Servet Alkan