Görülmektedir ki, örnek yüz sayımızın sayı doğrusu üzerindeki, iki boyutlu bir zaman akışında, yüz sayısının, soldaki yakın değerleri size cennet algısını yaşatırken, sağındaki sayı değerleri cenneti tekrardan elde etmenin düşünsel, düzenliliklerini, ya da kıyametini yaşatmaktadır.
Esasen bu bir transistor emiter kolektör akım kazancını beyz kontrolü ile belli değerler etrafında çalıştırmasına pek benzemekte. Burada beyz kontrolü, sosyal ve toplumsal ve evrensel bilinç kültür aidiyetleşmesi olmaktadır. İstenirse transistor akımları sırf anoda (diyelim ki sayı skalasının yanal sağına) ya da transistor ü katot zamana (sayı skalasında sola) götürürsünüz. Dalgalanmalar mini mumuma ineceği için, zaman yavaşlar ve zaman akmaz gibi olur. Süreçleriniz artık durmuş gibidir ki yaşam ortadan kalkar.
Ya da tristörler gibi bilinçli girişmeler ortaya koyabilirsiniz, dalgalanmanın çevrimleri iniş çıkış süre boyunca, geyt kapısını; belli bir polarma düzeyinde sürekli tutarsınız. Bunlar sosyalin toplumsal gücün özgürlük alanıdır hem de sınırlılıklarıdır. Yani sınırsız hak özgürlük olamayacağının bilincidir.
Siz sayıları sayı doğrusunda yine bir anlamlı en sağ ve en sol değerlere götürürsünüz. Bu anot ya da katot akımına götürme sonsuzca sürer bir verimlilik değildir. Bu yüzden olay ve olgular kesikli süreklidirler. Bu anlamlı sayı değerleri, o olay ve olgunun, durumun; ilişki alanını, yani organize girişimde bulunduğu sınırlarıdır. Ve sınır dışını zorunlu olarak belirlerdir. Bu bir kendi, kendine organizedir. Sınırların (varlığın biçimi şekli) , bir ilişki girişmesi, anlamlılık sayı alanı olduğudur.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta