Halka sesleniş! 0 Düz yazı

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Halka sesleniş! 0 Düz yazı

Biz onları en zayıf yerinden vuruyoruz, kim demiş bize işbirlikçi diye? ‘’Çivi çivi ile sökülür! ’’ diyenler şimdi kendi sözlerinin anlamını çözemeyenler. Biz bir servetiz, pardon devletiz. Öyle ulu orta her şeyi her yerde söyleyemeyiz. Yerine göre devlet, yerine göre halvet olmak zorundayız.
Ne demiştik! Çivi çiviyi söker demiştik. Bu kuralı iyi bilen ve iyi uygulayan biri çıkar yumurtadan. Yani sandıklarımız yumurta kadar kusursuzdur… Ama muhalefet yumurtaya bile kusur bulur. Onların muhalefet anlayışı işte budur.
Yumurta, yumurta olarak her şey değildir. Yumurtanın da içini doldurmak lazım. Yumurta içini doldurmadan bir çocuğu doyurabilir. Ama içi doldurulmuş bir yumurta bir orduyu besler.
Ordu imamın ordusu mu Kemal’in ordusu mudur. Buna kafayı takmayın. Bu önemli değildir. Ordu ordudur…
İşte biz o yumurtayı doldurabilenler olarak buradayız. Yumurtayı iyi doldurmak, kuluçkaya yatacak tavuğu iyi bir damızlık horoza çekmekle mümkündür. Bu milletin başına gelenler hep Küçük Amerika olmak için çırpındılar, onlar zaten aynı tavuktan aynı yumurtadandı. Okulları orada okudular, onların vatandaşıydılar ama yine de bunu tam olarak başaramadılar…
Biz doğudan geldik, doğrudan geldik. Bir avantajımız varsa bizi küçümsediler, ciddiye almadılar. Biz bu avantajı iyi değerlendirdik. Çıraklık ve kalfalık dönemimizde atılan adımları siz değerli vatandaşlarım takdirle karşıladınız ve bizi tekrar görevlendirdiniz. Şimdi ustalık dönemimiz.
Ustalığımızı göstereceğiz….
Elhamdülillah hepimiz müslümanız ve ahlak kurallarını çok iyi biliriz. Yumurtalık öyle ulu orta yerde doldurulmaz. Allah geceyi ve gündüzü yaratmışsa, elbette var bir sebebi… Her şeyi yerinde kullanmayı bilmek lazım. Yönetenleri de yönetilenlerden ayıran işte bu… İşini bilmek… Biz işini bilen kullar olarak az mı denendik?
Amaç küçük Amerika olmaksa… Haşa hepimizden büyük Allah var onun için küçük Amerika diyoruz. En büyük olmak Allah’a mahsusdur…
Evet ne diyorduk. Amaç küçük Amerika olmaksa onu da en iyi biz yaparız. Evelallah ustalaştık. İşte onun için bir gece, yorganları bile titretmeden hedefe ulaştık. Bir söz vardır. ‘’Her kim ki dübürden iderse cima yer gök sarsılır, ama erbabı iderse yorgan bile titremez! ’’
Biz titremedik arkadaşlar. Zaten titretmiş olsaydık, yer gök inlerdi. Hedefe ulaşmak da biterdi.
Bize örnek oldu 12 Eylül 80 gecesi… yani bu işin erbabı olduğumuz belgelenmiştir…
Günümüzde her şey gibi tıp da ilerledi… Konuşacak şey o kadar çok ki eğer her şeyi konuşacak olsak, iş yapmaya zamanımız kalmaz. Biz laf ebesi değiliz. Onun için kısaca söyleyeyim, demokrasiyi ilerletmek görevi bize verildi…
Tıp da ilerledi demiştik. Bunu dedikse boşuna demedik. Yumurtayı dölledik içinden ne çıkacak? Şimdi kafalarda soru bu? İçinden ne çıkacağını allah bilir. Arkamızdan da bize ayetlerle bildirir. Yeter ki siz inanın. Her şeyin başı inanmak. İnanmak ve tevekkül etmek.
Laikliği bize karşı silah olarak kullananlar onun geri teptiği günü görür. Bizde laik olmayanlar bize layık olur…

Daha düne kadar küçük Amerika olacağız diyenler şimdi muhalefet ediyorlar. Neymiş efendim Emperyalizm… Siz yapınca iyi de biz yapınca mı kötü oluyor? Daha düne kadar devleti küçülteceğiz diyorlardı. Devleti küçültmekse onu da en iyi biz yaptık. Devleti küçültmek ne kelime devleti halvet yaptık. Artık küreselleşme diye bir şey var. ‘Tek din, tek dil, tek bayrak! ’ bu biz geldikten sonra mı ortaya çıktı. Ama biz hedefe yaklaştıkça, muhalefet çıldırıyor. Çünkü onların yapamadığı yapıyoruz. Şimdilik içimizde kalsın ama artık dünya küçük. Dünyaya tek devlet yetiyor. ‘’Yumurtadan kuş mu çıkacak civciv mi? ’’ Körler hala bunu tartışadursun. Biz sağa sola bakmadan Allahın izniyle yolumuza devam edeceğiz…
Bu tekliği sağlamak için bölgemizde bize önemli görevler verildi… Bu boşuna değil, biz Osmanlıların torunları olarak, at eğitiminde tarihe imzamızı atmış bir nesiliz. Şimdi bölgenin yılkı atlarıyla işimiz. İnşallah onun da hakkından geleceğiz.
Kiminiz içinden konuşuyor. Yüksek sesle konuşmuyor ama ben sizi gözlerinizden okuyorum. Diyorsunuz ki ‘’Atalarımız 700 yıl dünyaya hakim olmak ‘’Turan Devleti’’
ni kurmak için üç kıtada at koşturdu. Siz Amerika’nın dünya devleti için çalışıyorsunuz!
Bunları açıklamanın zamanı değil. Bunlara şimdilik gülüp geçiyorum. Ama şu kadarını söyleyeyim gelecekte atalarımızın kemiği sızlamayacak şekilde, bu işi de halledeceğiz.
Ne demek istediğimi anlayan anlar. Konuşmamızın bundan sonrasını basına kapalı yapalım
da söyleyeceklerimiz dışarı sızmasın, aramızda kalsın… Beş Dakka ara verelim…

Konuşmamızın başında ‘’Çivi çivi ile sökülür! ’’ diye bir söz etmiştik. Kimi söz söyler iş yapamaz… Kimi söz söylemez ama o sözleri uygulayarak hedefine ulaşır. Biz yumurtaları damızlık horozlara döllettikse bizimde bir sebebimiz var. Damızlık horozun kanına çeker yumurta çatlayınca içinden çıkanlar da. Bu bir nevi Hürrem Sultan’ın Baltacıyı kandırması gibi… Biz yaptığımız işten çok emin olduğumuz için kabul ediyoruz horozun isteklerini kayıtsız şartsız. Önce Amerikanın bir eyaleti olacağız… Sonra başkanlık sistemini eyalete de oturtacağız… Ondan sonra başkanlığa oynayacağız… Oynayacağız ne demek, o şimdiden garanti bunu aklınızdan çıkarmayın. Amerika başkanı şimdi ikide bir beni yanına çağırıyor. Siz boşuna mı sanıyorsunuz? Bilmediklerini benden soruyor. Amerikanın bütün büyük iş adamlarını ülkemizde şirket kurmaya ikna ettik. Hepsi ile içli dışlı olduk. Şirketlerin bürokratları ile ayrı gitmiyor yemeklerimiz…

Muhaliflerimiz bizi gelir kaynaklarımızın %70 şini yabancılara kaptırdık diye eleştiriyor.
Tabi bunlar daha çok küçük komünist guruplar, bunları dillendirmek bile zaman kaybı…
‘’Atın ölümü arpadan olur! ’’ diye bir söz vardır. Biz bunu söz olarak bırakmayacağız.
Komünistler laf yapmayı bilir. Ustaları teoriyi hayata geçirmektir önemli olan demiştir ama,
Onun teorilerini hayata geçirmek de bize düşüyor. Kaz gelecek yerden ördek esirgenmez…
Onlar tıkınmayla zamanlarını öldürürken aç kalan bizim halkımız, boş vakitlerini döllenmeyle dolduracaklar. Bizim her şeyden çok askere ihtiyacımız var… Önümüzdeki yıllar savaş yılları olacak. Mermi kadar çok askere de ihtiyacımız olacak… Az yaşamak hiç doğmamaktan iyidir. Ağlayan analar, çocuklarınız için, onlar adına, ölümden zamanı çaldığınızı düşünün…
Bu konuda çalmaktan suçlu sayılmayacaksınız. Seçimden önce af çıkacağı yolunda imalarımız olmuşsa bunu da ondan sayın…
Daha şimdiden Amerikalıların yarıdan fazlası obez. Afrika ve Asyalılar ise bir deri bir kemik… Obezlik, rahatlık, rehavet, tembellik getiriyor onlara… Zayıflık, çırpınma, hareket, çeviklik sağlıyor açlara… İşte bu gidiş kum saatini tersine çevirecek zamanla… Bunu da kabul ettirdim bazı eski tüfek solculara… Onlarda iyi yapıyor bunu, kaşık salladıkça çorbaya.
Şimdilik her şey yolunda… Kıyması dibini oturmuş dedikçe, kaşıklar çarpıyor birbirine…
İkide bir Kürt sorunu soruluyor bize, girmezlerse girmesinler meclise, mecliste işlerimiz mi aksayacak onlar olmazsa meclis zaten göstermelik… Biz kararlarımızı meclis müclüs diye geciktirmeyiz. Zaten ayet olarak gelir yukardan bize… Zaten Kürt sorunu büyük patlamayı önlemek için, emniyet supabı sayılır bizim için… Gözler doğuya bakarken, batıda işini bilenler bilir… İşini bilen memurlar bizimle iyidir.

Biz bütün bu işlerin üstesinden gelebilmek için bilgisayar oyuncağı koyduk vatandaşların önüne, politik olan üniversitede okuyan siyasette öne çıkan, hepsi, hepsi orada… Boşa dönüyor muhalefetin öğütücü taşları… Seçimden önce bir açılım yemi attık ortaya… Böylece biraz oy kaptık, şimdi ‘’diyelim ki onları dağdan indirdik, ne ile oyalayacağız askerleri, ne ile oyalayacağız muhalefeti? Dış sıcaklık her zaman iyidir. Kimse kendi içine dönemez. Başka kanallara yönelmek isteyecekler. İşsizlik, ücret yetersizliği, sağlık problemleri, eğitim problemleri, daha neler neler… Şimdi herkes alıştı savaş durumuna… Biraz daha devam edeceğiz bu oyuna… Hem düşünün başka nasıl çözülecek işsizlik sorunu… İşsizleri vurmayalım da besleyelim mi? Koynumuzda yılan mı besleyelim. Bizden yana tanrı da…

Biz ki yaratandan ötürü gülüyoruz, Gül bitti tepemizde… Dua edelim yiyip içtiklerimize
Allah daha kötüsünü göstermesin bize… Bir müslüman için iyiliğin en iyi yolu sadakadır.
Çok şükür, iftar sofralarımız sayesinde, tanrı gibi olduk paryaların gözlerinde… Yarın hadi dedik mi, hepsini katarız linç taburlarında önümüze, kurulabilir onlardan milis kuvveti bile,
Göndeririz onları da Kürtlerin üstüne Hizbullah yedeğinde… İktidara gelmeden önce bu kadar güvenemiyorduk kendimize, şimdi bütün kurumlar elimizde, Kürtleri yok sayıyoruz zaten, sus pus oldu muhalefet olacak bütün partiler dernekler…

Velhasıl her şey yolunda… İyi gidiyoruz karanlık havada ve iyi de gideceğiz yıldırım düşmezse başımıza…

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 27.8.2011 17:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yusuf Değirmenci
    Yusuf Değirmenci

    bu güzel yazıyı tazan kalemi kutlarım mehmet halil bey bukadar derin düşündğren yazınızı aynı isimllişiirmle desteklemek istedim

    Halk'a sesleniş


    Halka sesleniyorum şekilci kalmayalım
    Kendimize gelelim gize dönelim gize
    Uydu değil bu millet kukla da olmayalım
    Geçmişi bilelim de, öze dönelim öze

    Ne yapılmış,eksik ne, neler yapılmalıdır
    Gerçek nedir, doğru ne, kim dürüst olmalıdır
    Zorluklar aşılmalı engel kalmamalıdır
    Onları yok ederek, düze dönelim düze

    Ülkümüz Atatürkün ilkeleri olmalı
    Laiklik devlet yapısı ebediyen kalmalı
    Ağlayan çehrelerin artık yüzü gülmeli
    Bir ömür gülebilen yüze dönelim yüze

    Dengesini bozmasın hukukun terazisi
    Kalkmalı üstümüzden, bu yolsuzluk sisi
    Sabrı taşıp milletin kabarmadan öfkesi
    Gelelim kendimize,bize dönelim bize

    Ayrı gayrı olmasın tek bir yumruk olalım
    Kin ihtiras yok olsun gelin birlik olalım
    Bu güzelim vatanda bizde dirlik bulalım
    Atatürk’ün çizdiği ize dönelim ize

    Yusuf Değirmenci 2





    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Mehmet Halil