Gurbet ellerde bir kor düştü bağrıma,
Uzaklarda olmam çok gitti ağrıma,
Korkmadan vuslata koşan yiğitlere,
Hayran kaldım ve kıskandım yüz bin kere.
Avrupa kırk beşlerde yerle bir oldu,
Kısa bir zamanda düzeni kurdu,
Yirmilerde vardık, bize ne oldu?
Tarihteki şanımız, kaldı mı beyler?
Mart ayının on dördüncü sabahı,
Çocukluk yıllarımı hatırladım, çektim ahı.
Çocuklar cıvıl cıvıl, çimenlerde oynuyor,
Her kafadan bir ses,
İtalyanca, Almanca Türkçe,
Gözlerim doldu birden,
Maziye daldım ama, bin pişman oldum.
Nasıl geçmiş zaman, saçlarımı yoldum.
Yaş yetmişe dayandı, sararıp soldum.
Köyün her köşesine baktım ağladım.
Kalplerden geçenleri,
Doğruyu seçenleri,
Günahlarla göçenleri,
Sen bilirsin Allah'ım.
Beni şefkatinden mahrum etme gel,
Her zaman sana, hasretim anne.
Evladım diyerek, bağrına bas,
Duyamadığım sesine, muhtacım anne.
Gurbet kervanına beni de kattı,
İstesem de artık dönemem anne.
Dinmeyen hasretim ha bire arttı,
Varlık içinde de gülemem anne.
Fazilet timsali, elleri öpülesi kadın,
Peygamber sevgisi aşıla çocuğuna,
Dokuz ay çektiklerini unutma sakın,
Sonra pişman olma doğurduğuna.
Kutlayanlar kutlasın anne.
Benim böyle bir günüm yok,
Olmamalı...
Koskoca yılda bir gün(!)
Kerkük, Musul benim ilim,
Bağlı ayağım ve elim,
Sedleri yıkacak selim,
Ben Kerkük' ün aşığıyım.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!