Gözün açık kapanmadan dünyada
Namazın kılınmadan musallada
Şimdi eğil ki! Huzurunda
Bahtın gülsün ukbâda
Sabah vakti eğilir bu baş
Çalmadan kapıdan süzülecek
Yüzünün rengi birden solacak
Ruhun kafesten çıkıp uçacak
Dostların gözü yaşla dolacak
Ölüm ne yakın ne de çok uzak
Şeytan girdi ise
Gönül kafesine
Söz geçiremezsin
Nefsine
Sen teslim olma
On bir ayın sultanı Şehri Ramazan
Gönül tahtımıza kondu Nur’ul fürkan
Ukba’da kurulur tartı ile mizan
Nasibini alan kuldan eyle,Yezdan
Kim kavuşur rahmet ayı Şehrullaha
Gökyüzü rahmetle dolu
Dile be Allah’ın kulu
Yalvarıp istemez isen
Gökten yere inmez suyu
Deniz kaynar fokur fokur
Pamuk pamuk ellerin vardı,
Gül yanaklı yüzün parlardı.
Sırma saçların altındandı,
Anan, incitmeden tarardı.
Evimizin narin çiçeği idin,
Gurbet eller bizim eller,
Ne gelen var ne gidenler,
Ne halimi soranlar var,
Gönlüm kırık hasretlik var.
Sıla uzak mektup gelmez,
Dağlar birleşti , ormanlar duman
Ulu yerden emir büyük ferman
Çaresiz insan, bulamaz derman
Tedbirli olsan bozulmaz ferman
Nâr, hava , su sade kara toprak
Severse canımı alsın
Değersizsem taşa çalsın
Acı günde beni sarsın
Kaybettiği zaman yansın
Narı İbrahimler gelsin
Bu dünya baki değil haberiniz olsun,
Hayatın daim sıratı müstakim olsun,
Salih amellerin kabirde yoldaş olsun,
Rehberi, Kur’an olanlara selam olsun.
Obanın tam ortasında olan bu taşa halk tarafından Akıl taşı ismini konulmuştu. Çocukluğumuzda akşamları genci yaşlısı başında toplaşır. Günün olayları tartışır konuşulur, hikayeler, masallar, dedi kodular hep bur mekanda olurdu. Gecenin geç saatine kadar sürer giderdi..
-Kıbrıs barış harekât ...