bir İstanbul şarkısı koy şu eski gramafona
Adalardan Üsküdardan Beyoğlundan çalsın
donat şu masayı da rakıyla mezeyle
belleğimden tüm istanbul klip olup aksın
İstiklâlde gezip Nevizadede demlenmelerimiz
ILGAZ
Ilgaz;
Çocukluğumuzun şarkısı,
Yeryüzündeki cennetmizin bağı,
Yalçın kayalıkları göklere yükselen,
paylaşmaktı istediğimiz
varsıllığı ve yoksulluğu
eşit özgür kardeşçesine
oynadılar bizlerle
pay ettiler etmesine de
temmuz sıcağında bir başıma
boğaza vurmuşum
biraz yorgun biraz esrik
onüç yılın İstanbulu var serimde
sen ki onüç milyonda bir
An gelir, kalkan bir bayrak
An gelir, kalkan bir parmak
An gelir, düşen bir yaprak
An gelir, bir ağızdan bir sözcük
An gelir, bir kalem bir harf
An gelir, bir fırça bir renk
Güneşin soğukla insanı paylaşamadığı günlerde
Bir köye düştüm kızıl bir yaprak gibi.
Çoğunluk babaanneler, anneanneler, dedeler
Dününe bugününe yarınına bekçiler.
Köylüler anamalcı düzende
Birer dişli İstanbul, Almanya gurbette.
Yıllar ne de çabuk geçti
Şeyhkeramettin Mahallesi Kadınlar Pazarı
Giresun Belediyesi Ek Hizmet Binası İkinci Katta
Teftiş Kurulunda 2013'te başlayan
O gün için yeni hayat şimdi eskidi
1991'e olmasa da 2021 İstanbul'una
FINDIK BAHÇESİ
Fındık bahçeleri yaptık,
Tek tek fidanlardan
Ocak ocak köklemelerden.
Önce ot diken kesildi,
Bundan adam olmaz
GÜNBEGÜN
Günlerden ekinoks
Ne gecenin ne gündüzün
Hakkı geçmiyor diğerine
Günler geceler
İSTANBUL
Sen benim Beyazıt'ta özgürlükçüm
Taksim’de dayanışmacı mücadelem
Çağlayan’da Maltepe’de her kesimden yoldaşım.
Kadıköy’de laik, Bakırköy’de çağdaşım
Eyüp’te allı yeşil yazmalım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!