Kaldıralım bu yolları,
Aradan.
Mühendisler yol yapmasın.
İşçiler asvalt dökmesin.
Nasırlaşmış elleriyle.
İnanki arap saçı,
Daha düz.
Senin düşüncelerinden.
Vallahi şaşırdım kaldım,
Düşüncelerindeki labirentlerden.
Şaşırdım vallahi şaşırdım.
Hayat nedir?
Başarmak bunun neresinde?
Nefes aldığımız zaman mı?
Başarmış oluruz....
Yoksa,
Kendimizi avutmak mıdır?
Sakın bir daha karşıma çıkma.
Ben bunu derim.
Yufkası elde açılmış,
Cevizi ince kıyılmış,
Odunlu fırında pişmiş.
Nar gibi kızarmış,
Hasret kokan bir türküyü söyler gibi,
Yürüyelim uzun ince yollarda.
Yürüyelim dostluk şarkılarıyla.
Deysin avuçlarımızın içi birbirine.
Düşsün yüreğimiz,
Avuçlarımızın içine
Hayat vardı bizim mahallede.
Her sabah 6’da.
Karşı ki komşu,
Arabasını çalıştırır.
Kapıcı Rasim efendi,
Yarım saat geçmeden,
Güvercinlerim vardı benim.
Evimizin bahçesinde.
Küçücük bir kulübe’de.
Ellerimle beslerdim onları,
Sevip okşardım.
Alaca, boz güvercinlerim.
Kara bulutlar çökmüş ülkeme.
Rotasız gemi gibi, savruluyoruz.
Çıkan fırtına, nereye götürürse,
Oraya gidiyoruz.
Umut yok bakışlarda.
Bakışlar kör, bakışlar karanlık.
Kızım diye demiyorum,
Çok hamarattır.
Örtüleri koyar,
Yastıkları kaldırır.
Bir salondadır,
Bir mutfakta.
Her sabah güneş doğarken,
Kaldırır hepsini erkenden.
Sıra sıra dizer,
Hepsine can gelir,
Okşayıp severken.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!