halep
sözde saygıdeğer dünyanın ortasında
apaçık bir yalnızlık
yükseliyor gök semaya çığlıklar
hıçkırıklar
ahlar
debdebeli sancılı bu şehir
hınç yüklü ateş toplarından ürken
cami güvercinleri
huzuru demleyemedik bahçelerinizde
çarşınız yok zencefiller yok
gül hatminiz de yok
uykuları göçmen bu şehir
yetmiyor ağıtlara dualar
akar belalar en irisinden
tesellisiz bir sızı
koşarak ölüm gelir, zamansız bir anda
yüzeyde dağılan karınca misali
aranır kara gözler tek tek
gövdesi, öfkesi açık yara bu şehir
acıyla birlikte lanetler yükselen
oyalı bir tabuttur Halep
kalan, yalın yürekler karakışta üryan
göç yollarında
yanık türkülerin ilk nağmeleri dillenen
kalbi kanamış soluksuz bu şehir
uzağın kıyısından akıtılır şimdi kelimeler
incinmiş olsa da masum lügatlardan
hayatı kucaklayan kendi hikayesinde
ezgiler dokunur
elif’ler vav’lar dokunur
derin yalnız akşamlarda bu şehir
diyarında yeşerecek neslin gün gelecek
gelecek kimilerine dar gelecek
bugün viran olsan da
gidenlerin geri gelecek
diyenleri saklı bu şehir
Vildan Poyraz Coşkun
22.01.2017
Kayıt Tarihi : 15.7.2019 09:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!