Gece gündüz, direksiyon çevrilir,
Bir o yana, bir bu yana gidilir,
Bütün plakalar ezbere bilinir,
Yirmi iki Edirne, otuz beş İzmir,
Dünya'da Man, ahrette iman,
Bir yaz daha böyle geçti.
Ne kar ettik, ne zarar.
Çok şükür, yok bizde bir hasar
Bir esinti ile başlar sonbahar,
Dallar arasından gülümseyen nar ,
Kim demiş sonbaharda çiçekler dökülür,
Hiç kimseye etmedi minnet,
Saltanat kalktı, geldi cumhuriyet,
Dün ahaliydin, şimdi oldun millet,
Gez, dolaş özgürce, Ata'na şükret
Bu son başbuğ, bu son devlet.
İyi uykular, Allah rahatlık versin
Uyanmak elde mi, kul ne bilsin?
Beklenen son durak, musalla taşı
Ne torpil dinler ne de gözyaşı.
Yine aylardan Kasım,
Kırıldı kolum, kanadım.
Biter mi bu hasret, bu yasım?
Diner mi sol yanımdaki sancım?
Takvimlerden çıkarılsın bu yaprak,
Seni bağrına basıyor kara toprak,
Yaradanın nuru yüzüne vururdu,
Her dem vakur, her dem mağrurdu,
Kaldırımlara adımını attığı anda,
Cadde-i Kebir'de trafik dururdu.
Bana yaşını sorma çocuk
Ne otuzundayım ne kırkında
Nasıl geçti habersiz
Olamadık farkında
Kalbimi sorarsan eğer,
O arsız hala 19'unda.
Benimle yat sevdiğim, benimle uyan,
Tut ellerimi, yalnız benimle yan,
Ne arayan olsun bizi, ne duyan,
Söyleyin güneşe, bugün doğmasın.
Ormanlar yakılırken seyredeceksin,
Ülke yağmalanırken susacaksın,
Kul hakkı yenirken elhamdülillah diyeceksin,
Hukuk katledilirken yalancı şahitlik edeceksin,
Tarikat yurtlarında tecavüze uçkur çözeceksin,
Hırsızı alkışlayıp, bahşiş alacaksın,
Bir yemeni diktirdim Maraş ustalarına,
Muskalar yazdırdım cinci softalarına,
Bana bu dertleri vereni getir,
Sen git, gönülden gönüle koyanı getir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!