Müdürüme de, pek yakışır makam aracı,
Şöyle bir lojman, içinde de garajı.
Meşin koltuk, pirinçten isim tabelası,
Zile basınca, çay getirir odacısı,
Millete hizmet mi? yok öyle bir kaygısı,
Tadını çıkar, sana geldi saltanat sırası,
Günahları herkes görür ayan beyan,
Sevapları ne gören olur Ne duyan,
Günahım çok diye sakın üzülme,
Her günahtan sonra bir sevap işle.
Bilir misin sevabın ne kadardır?
İnsanlık dramı yaşanıyor ne feci,
Hiç sorma bu kimdir, bu neci?
Tuzak kurmuş emperyal fitneci ,
Aç susuz yine yollarda mülteci.
Gözlerde yok ölüm korkusu,
Sefere çıkmış, Mustafa Kemal'in ordusu,
Düğüne gider gibi giderler,
Her savaşta, bir bayram coşkusu.
Şu tepe kumlu tepe
Su gelir sere serpe,
Dedim kız yarin var mı?
Dedi asker oldu Antep'e.
Suyun aktığı tepe,
Adem ile Havva'dan doğmuş canım,
Ne melek, ne şeytan, ben bir insanım,
Bazan sevap, bazan günah ister canım,
Budur, melekten farklı yanım
Cennette, cehennemde bir hak,
Seni sevmekle geçti çileli ömrüm,
Sevgi anlatılmaz, hissedilir gülüm,
Hala boş kaldıysa yaralı gönlüm,
Ya sen nankörsün, ya ben körüm.
Elinde sigara, ağzında sakızı,
Kaldırımların arsız kızı,
Bakışı çıldırtır, çekilmez nazı,
Yürek hoplatır, naylon çoraplı kız.
Yer çekimine meydan okur,
Kaderle yarışır kem gözlerdeki nazar,
Kötü bir bakış, insana mezar kazar,
En çok çocuklara değiyor nazar,
Deveyi kazana, insanı mezara sokar.
Kısa gündür gelir geçer dediler,
Herkes ektiğini biçer dediler ,
Sevda ektim, hasret biçtim,
bu da gelir, bu da geçer dediler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!