yürüdüğüm yollardaki ayak izleri öldürüyor beni
ben bir tek insanım, ne çok ölüm var oysa
bir insan bu kadar çok ölebilir mi
belki bu yüzden istiyorum
hiç durmadan yağsın kar, diyorum
hiç durmadan yağsın kar
REsonare fibris
bir kıyıda duruyoruz, akıp giden bir denizin kıyısında
akıp giden: su, akıp giden: gökyüzü, akıp giden: kum
sen, ne olacak diye soruyorsun bu işin sonu
ben bir varım bir yokum
Sancte İoannes
her şeyi yakıp yeniden başlamalısın
bir şiire, bir aşka
her şey aynı kalacak
ama bu sefer başka
/ Yasalar, Anayasalar, Yarasalar, Oza/
kara kaplı, el yazması
fi tarihi, anonim
sayılar yetmiyor sayfalarını saymaya
onu göremiyoruz, dokunamıyoruz ona
şimdi taşların da sol(u) duğunu biliyorum,
minareler ve çeşmeler gördüm yol boyu
köprüler, ulu dağlar, vilayet konakları
tam bu durduğum yer bir mezarmış eskiden
artık bulutların da öldüğünü biliyorum ben
1.
dubna’ya gidiyorum, biten bir aşk çekiyor beni başlayan
karanlıkta yüzümü arayan bir çocuk ve nergisler
rüzgarına karışmaya dostlarımın, kalbime
masallar uydurarak, uykulara, şaraba
yine o sokaktayım, kim bilir kaçıncı kez
taşları çılgınca sevmişim, çılgınlıkmış
sokakların k’ları yoruyor şimdi beni
yürüyorsam bir kez daha rastlarım diye
gençliğime, oysa yok,
güvercinler mesken tutmuş en bildik yerlerimi
“İntihar başka insanların yokluğudur.”
P. Valery
on kişiyiz masada, son yemeğin on adamı
bir adamdan artakalan on adam belki
isa’dan sonra cansever’den sonrası
adam karşıların da karşısında durdu
belleğini aldı avuçlarına sorduk
nerelerde yaşamaktı bu ne biçim yaşamaktı
evlerde doğan evlerde büyüyen
huzur apartmanları genelevleri
/ Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar… /
kalemini yere atıp kıranların
dağları delenlerin, çamları devirenlerin
cevherinde sessiz bir ur gibi yalnızlığı
büyütenlerin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!