Sığındığım sisli bulvarda sürünürken adımlarım.
İlla ellerim yırtık cebimde.
Ve hiç bakmadan gökyüzüne.
Oysa yürek yangını hisler tufanı bir sevdanın öfkesi.
Yahut bir kırılgan duruştur.
Bu sürüklenişim vitrinler önünde.
Senden hesap sormayacağım!
“Ekim Çiçeğim”
Zehirli zambak mı desem yoksa.
Çıplak kaldırımlara değdikçe çıplak ayaklarım.
Çıplak tenine değmiş gibi ürperirim.
Hangi köşe başından çıkacaksan eğer apansız.
Beni bir yıldırım gibi çarparak.
Bir tufan misali yıkarak.
Bir tutuk tutkuda kaldığım gibi.
Senin gözlerinde yakıldığım gibi.
Karşında artık durmayacağım!
Bu sisli bu boğuk bu kesif bu ruhsuz.
Sokakların açıldığı bikes bulvar.
Seni bulduğum sonra yitirdiğim bulvar.
Şimdi kaldırımlarında çarpa çarpa yalpaladığım bulvar.
Yar!
Yar diye.
Ağyara kandığım yetmez mi.
Lal dudaklarına melal olduğum yetmez mi.
Bir daha faslına varmayacağım!
Kayıt Tarihi : 12.2.2004 12:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!