Her gün kapıldıkları herkese karlı rakipsiz olma ve en ayrıcalıklı farklılığa erişme sapkınlığı ve gözü dönmüşlüğğnde kötülüklerle dolu ihtiras kavga nizah kin garez bağnazlık yobazlık fitne kibir yakan dolan ahlaksızlık rezillik kepazelik furyasında ve kendilerinde olan meziyetsizliği ve hır gürleşmeyi tüm toplum katına özendirip yaygın yerleşik hale getirirlerken doğa çevre ülke sevket ve toplum yağma yıkımları üstüne çöktükleri tüm kazanım ve değerleri kendilerine özel kutsanmış haktan sayarlar.
Bütün rezil rüsva saçıntılarını patlayan her asosyal damardan kudurup kusarken de, her bozulmuşluğu yanlışı yalanı suçu azgınlığı ve sapkınlığı doğruyla eşitleyen onur itibardan bilir inanırlar .
İnsanlarının hayati ihtiyaçlarını ( gıda iletişim ulaşım barınma sağlık enerji istihdam güvenlik alt yapı eğitim spor hak hukuk adalet özgürlük dil kültür sanat ve niceleri ) çağdaş koşulların gerektirdiği gibi karşılayamayan hiç bir oluşum, birliktelik, küme, topluluk, kuruluş, ülke, devlet, örgütlenme, veya düzenin sosyal huzuru refahı ahlakı hukuku istikrarı dengeyi barışı eşitliği kalkınmayı ilimi bilimi güveni ilerlemeyi iletişimi saygınlığı ve özgürlüğü kalıcı devamlılıkta ve sürdürülebilir gerçekliklerde sağlaması asla mümkün değildir.
Doğaya çevreye ve sosyal ilişkiler değerlerine zarar vermeden ihtiyacı kadar bilimsel temelde planlı proğramlı üretmek; ve öğrettiği kadar hiç kimseyi mahrum muhtaçlığa ihmalde yoklukta bırakmaksızın tüketmek ilkesiyle, kazanılan ortak değer ve birikimleri, sosyal adaleti ve hukukun üstünlüğünü gözeten paylaşmayı esas ve öncelikli kılmadıkça ve sağlamadıkça istismar pazarlıklı piyasada dönüp dolaştırılan her kuru gürültü, günün getirisine göre şekilden şekile girerek( nabza göre şerbet verici) şahsi çıkar ve menfaat ganimetini kurtarma derdinde olan kültür sanat ilim özgürlük eşitlik sosyal dayanışma kalkınma gelişme büyüme huzur refah adalet güvenlik mutluluk gibi kavramların havada kalarak hiç bir gerçekleşme karşılığının olmadığı hamaset palavracılığından ileri gelen veya öte giden başka bir şey değildir.
Hal böyle olunca sosyal eşitsizlik adaletsizlik duyarsızlık ve keyfi savurganlık ve buyurganlık hükümranlığına bağlı üstün seçkinleri gözeten ayrıcalıklı imtiyazcılığın sebep olduğu ( bir türlü yetinme kanaat doyum sınırı olmayan ve kişilik karakter bozukluklarında olan lükse paraya menfaate dayalı çıkar ilişkilerini özentilerini bencilliklerini ruhsuzluklarını ahlaksızlıklarını hırslarını ihtiraslarını tamahlarını ve yarışan boğuşan çirkeflik kavgalarını toplumun tümüne alıştırıp benzeten rol modellikleriyle) biriken sorunları kendi kaderine bırakarak takanı yapmayı şiddeti kini nefreti karanlığı gericiliği kargaşayı güvensizliği eğitimsizliği duyarsızlığı boş vermişliği lümpenleşmeyi sorumsuzluğu karamsarlığı kayıtsızlığı kibiri yozlaşmayı korkuyu istikrarsızlığı cehaleti sosyal cinneti kaygıyı endişeyi geçimsizlikleri ve nicelerini sıradanlaştırarak günün gündemin ana unsuru ve tüketim maddesi haline getirir.
Sosyal medya ne ararsan var çöplüğü agresif depresif herkesin en önde ve gözde olmak için adeta tüm insani değerlerini tezgaha çıkardığı döküntü saçıntı vitrini ve ucu bucağı olmayan doyumsuz tahammülsüz sürekli değişkenliği ve hızlı tüketimi zorunlu kılarak saldırganlığı ruhsuzluğu değersizliği gösterişi yozlaşmayı şiddeti ortak mayanın hammaddesi yapan ulu ortalık hiç bitmeyen sonsuzluk televizyon nasın yayın sanat sinema ise binlerce kanalı şubesi dükkanı olmasına rağmen hiç bir anlamlı kültürlü içerik üretmeyip uzun metrajlı reklam türevli herkesi zorunlu magazin afyonlarına mecburiyete kanalize ve mahkum ediyor.
Bu bakımdan…
Ortak çıkar menfaatçiliğine dönük rezil kepaze kirli bozuk karanlık ilişkilerde had hudut sınır ahlak kural kanun çekince ihtiyat onur kimlik ve karakter tanımayan ; aç gözlülüklerini doyurup semirtmek için servete paraya mala mülke ( arsa arazi yat kotra villa daire servetinin haddi hesabı belirsizliğin) sosyeteye gösterişe cakaya forsa konfora lükse insanlıklarını takas edip ölü yatırımlara dönüştürdüklerini katlayarak büyüten yobazlıkta yozlaşmada çürümede cehalette zorbalıkta şiddette yolsuzlukta çoğaltmayı zenginleştirmek için bankacılar sanayiciler sigortacılar siyasiler süpermarkacılar gıdacılar sarraflar reklamcılar mafyacılar tarikatçılar mütahitler mimarlar mühendisler yüksek memurlar sivil toplumcular galericiler üniversiteciler vurguncular tefeciler aracılar yarıcılar kalpazanlar dekorasyoncular pazarlamacılar ve sağlıktan ulaşıma toplum zaafiyetini mutsuzluğunu kaygısını endişesini korkusunu ve sonsuz bilinmezlerle boğuştuğu hastalıklı sorunlarını kendilerine yağma kapısı ve kaynağı tükenmezlik müşterisi olarak gören soygun sömürenler safında konuşlanan; dünya ahali millet ülke gerçekliğiyle uzaktan yakından ilgisi yakınlığı haberi alakası kaygısı derdi çabası paylaşımı gayreti düşüncesi olmayan medya- magazincileri, kendilerine uyarlı ve atarlı keyfiyet hükğmranlıklarona özel kurulu sistemin hem uyuşturucu merkezleri hem de suikast silahları gibi işlev ve işlem görmektedirler.
Korkunç çürümenin ve yozlaşmanın faili belli medya magazin popçu topçu ilahiyatçı yahut özgün arabeskçi ünlü ve şöhretli çıkar gösteriş ve menfaat düşkünü soytarıları olarak çaresiz ezik sefil yoksul toplum güncesinin çevrim çarkını köpürterek burda kazandıklarını çoğu zaman cevher mücevherler yanında ülkenin en gözde ve yüksek getiri sağlayan yerlerinde emlakçılığa yatırırken olası her ihtimale zevkine yaşamaya ve bol kazançlı getirilere dönük kapağı attıkları yurt dışında aynı servet ve mülk sahiplenmeyi hüner marifet saymaktadırlar.
Çocukluk Çağı, insanlığı büyüten en temel dayanak destek kaynak ve yaşamsal toprak zenginliğidir. Eger orayı derinliği ölçülemeyen korku kabus cinnet zulüm baskı tehdit kuşku eziyet zorbalık sarkıntılık kaygı vahşet dehşet hasar yıkım tahrip ve sakatlıklarıyla dolgular ve geçirirse insan, kendi değer ve dengine asla sağlıklı bilinçli kültürlü eğitimli güvenli kararlı liyakatli iradeli kişilikli saygın özgür donanımlı ve karakterli etkin yetkinliğe yetişemez.
Bu sebeple kendisiyle beraber büyütemediği hayati değerdeki ağırlık yük ve sorumlulukları kendinde olmayan yoksunluklarla karşılayıp taşıyamaz .
Hayatına çökmüş tahrip kalıbı gibi çevresiyle ve çağıyla yaşadığı düzen denge tutturamadığı ve kuramadığı uyumsuzluklara hep soyutlanır, dışlanır, geri kalır, anlayamaz, içe kapanır veya tahammül edemeyerek her türlü gelişim özürlülüğü ve eksikliğiyle çevreye adapte olamaz , toplumsal ve kimlşk aidiyetini bulamaz, içe kapanır, kırılgan ve alıngan hassasiyette her şeye cephe alır, isyan eder, saldırganlaşır veya her türlü sorun sarmalına savrularak yitik kayıp bir hayatın en erişilmez mal mülk şöhret zengini olsa dahi her fırsatta pisiko travmatik bozukluk dengesizlik ve saplantılarını dışa vurur.
O nedenle kişinin kendisiyle birlikte gelişmiş büyümüş karakterinde gerçekliği yoksa eğer, hovardalığa züppeliğe kolaycılığa gösteriş dalkavukluğuna ve paranın kalın katmanlarıyla örtbasa çöreklenip hükmettiği sahtekarlığa anlamsızlaştırarak iççesisizleştirdiği tesadüfü sıradan asit iğreti kavramlar değildir umut hak hukuk onur saygı benlik bilinç sevgi akıl fikir sanat ilim bilim barış mutluluk güven özgüven ve özgürlük.
Çünkü… Ne Tao’ cu edilgen pasif katılımcılığı reddeden edilgenlik ne de kuşkuculuğun her dayatılanı olduğu kabullenen özgür iradesizliği, tam aksine her kişiyi kendi hayatının çürüyen yerlerine duyarlılık gösteren karşı duruluyla, onurunu sorumluluğunu emeğini hakkını adaletini hukukunu saygınlığını kimliğini ve kişilikli değer ve dengesini arayıp koruduğu ve üstüne aldığı kadar bilgiye beceriye huzura ve mutluluğa erişeceğinin etkin yetkin sanatsal güzelliği kurumsallaşa ikeceğinin evrimsel diyalektiğin kuram ve kaideleri üzerine döner dolaşır yaşar ve hayat bulur. Bunda ayrı gayrı uzak geri yitik yoksun eksik zarar ziyan ve karanlığında kalanlarsa, yarınlarını toplumunu düzenini hukukunu adaletini huzuru istikrarını ilmini dirliğini ve düzenini çoktan şahsi çıkar şöhret güç menfaat zehirlenmesi uğruna ve kibir kasvet düşkünlüğü pahasına durmaksızın ölüm zulüm ayrışma çürüme yozlaşma şiddet ve sorun artırarak zehir zıkkım etmiş demektir.
Ocak/25
Kayıt Tarihi : 8.1.2025 16:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!