HAKİKAT YOLUNDA MANSUR
Sekiz yüz elli yedi, Tur şehri durağı,
Bağdat’ta tutuştu aşkın çırağı.
Bilgi az olsa da sönmez ocağı,
Gönülden gönüle akar her zaman.
Yazılı kaynaklar yansa da bir bir,
Sözlü gelenekte yaşar bu fikir.
Yalanı yok eden o yüce zikir,
Dillerde ebedi kalır her zaman.
Alevi yoluna temeldir sözü,
Cemlerin içinde yanar o közü.
Hakikat arayan bulur bu özü,
Meydanda canlara yoldur her zaman.
Kurulur her daim "Dar-ı Mansur"u,
Halkın divanıdır, saçar bu nuru.
Vicdanın sesidir, hakkın huzuru,
Gerçeği ortaya serer her zaman.
"Enel Hak" diyerek çıktı o yola,
Vermedi sevdada bir anlık mola.
İnsanla yaradan gelince kola,
Varlığı yoklukta bulur her zaman.
Sordular: "Aşk nedir?" dedi: "Bakın ha!
Bugün de yarın da görün yakından."
Canını geçirdi aşkın okundan,
Ölümü vuslatta görür her zaman.
Zindanda gizli bir kapı açınca,
Tutsaklar özgürce dışa kaçınca,
Kendi de kalmayı seçti o anca,
Borcunu canıyla öder her zaman.
Kırbaçlar altında eğmedi başı,
Bağdat’ın bağrına döküldü naşı.
Cahilin attığı o ağır taşı,
Gülümser, sineye çeker her zaman.
Dostunun bir gülü vurduğu anda,
Mansur’un feryadı koptu o yanda.
Hali bilen vursun vursun da canda,
İnce bir sızısı kalır her zaman.
Alnına sürünce kanlı elini,
Korkudan sanmasın kimse halini.
Hakikat bağının gonca gülünü,
Aşkın abdestiyle sular her zaman.
Son nefes gelince diledi rahmet,
Dedi: "Sen onlara verme hiç zahmet.
Onlar bilmiyorlar, eyleme hiddet,"
Affı yüreğine ekler her zaman.
Dicle'ye savruldu yanan külleri,
Hiç susmaz deryada aşkın dilleri.
Bu kalemsiz şair anar halleri,
Davası cihanda yürür her zaman.
Kayıt Tarihi : 25.12.2025 21:23:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!