Kan ağaran yorgun gözlerim
Kusarken boğazında düğümlenip
Bir sallantıyla üzerimde kefenim
Yaşayıp ama ölmeyip
Geceler kadar körüm, geceler kadar siyah
Bilendi gerçekliğin bıçağı
Bir bir kesdi yalanların boğazını
Kanı doldurdu kursağı
Yine de tükermedi yalanını
Ve sonrası merhamet beklentisi
Uyan karanlık kabusundan
Boğazı çatlatırcasına atılan feryat,sesleri
Duyulmaz bir enkazın altından
Acıyamanın ölüleri
Bir yığınım ve bir yıkık
Gitme böyle sessiz dayanamam
Kimsesizligimden kimse kalmadı
Sensiz ben kalamam
Elim sana kavuşamadı
Ben bir enkaz yığınıyım,
Anlatmak isterdi kelimelerim
Büyük bir aşkı ve hüzünlü ölümleri
Kim bana inanırdı ki söylediklerim
Bir delinin dedikleri.
Sevmeyi anlatmak isterdim
Ben sevmeyi annemden öğrendim
Bir evladı sever gibi
Ben seni bir anne gibi sevdim
Çünkü anne,bende sevginin şeklidir.
Ayrılıklar bilirim ben
En acılı ölümlerden,
En kederli gidişlerden,
En güzel sevmelerden.
Ayrılanlar vardı
Bir ağırlık çöküyor bana
Ezip yerin dibine geçiriyor
Sonra sözler söyleniyor arka arkaya
Duyuyorum adım geçiyor
Bu köhne ağızlardan dökülen sözler
Beklemek sevdanın sevdasıdır
Yüreğin kapanmayan yarası
Kanın kabuğa isyanı
Durmayan kırmızı
Beklemek hasretin fısıltısı
Aranırken yalnızlığım kalabalıklarda
Dar ve köhne caddelerde kayıpken
Sokak lambaları titrerken yollarda
Üstümden insanlar geçti ben onlara yolken
İzler bıraktı bazıları derinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!