Nereye gidiyorsun dedim
Zirveye dedi..
Elindeki kına nedir dedim
Anam sürdü dedi..
Sırtındaki nedir dedim
Evim dedi..
Aklının doğruyu bulduğu anda
Şeytanlar çiyanlar boynunu büker
Gönlünün kanaatkar olduğu anda
Öfkeler isyanlar kul olur sana..
Hoşgörü tohumunu ekebilirsen
sana harcadığım yıllar önemsiz
hediyeler,katlar köşkler bedelsiz
sevgisiz ortamda herşey değersiz
sana layık gördüğüm güle yanarım
ne paraya ne pula
Kırlardaki bir papatyaydın sen,
Doya doya seni koklayamadım.
Allahın gönderdiği bir emanettin,
Seni yüreğimde saklayamadım.
Sevgimiz bize çok görüldü,
sen çiçeklere basıp soldurmadın
ve güneşi balçıkla sıvamadın sadece,
saçlarımı döktüğünü de umursamıyorum
sen insanlara olan inancımı çaldın ona üzülüyorum..
verdiğim kolyeyi çıkartıp atman
sana ne çok güvendim ben
güvenimi yıktın geçtin
bir tek seni beğendim ben
kibrit olup yaktın geçtin
gözüm gülse içim ağlar
Seni gözlerimle sevdim, gülümseyişimle
Ellerimi vurmadım kıyamadım
Seni varoluşumla sevdim iç çekişimle..
Bir çiçek boynunu büktü ayrılık kapımı çaldı
Rüzgarın elimden kaydı gözlerin ufuklara daldı
Dün köyüme gittim
Taşlı yollardan geçtim
Eskimeyen pınarın
Soğuk suyundan içtim..
Bahar yeni gelmişti
Çaresizlik seni bulunca
Bir şey gelmez elden
Yaşa acını sessizce
Gelmeyecek belli giden
Sevgin yosun tutarken
Güneşin doğduğu yerdesin ve battığı yerde,
Sevginin başladığı ve bitmediği yerdesin.
Tutkudasın isyandasın,
Bendesin yanımdasın ama rüyalardasın yoksun..
Hem varsın hem yoksun.
İsyanın soluğunda ölümün kollarındasın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!