Bir yumruk aniden masaya vururda testiler kırılır su dökülür,
diğer evlerin bile cam çerçevesi dökülür
belki bahçedeki kurumuş kurtlanmış ağaç dayanamaz kökünden sökülür
Arz süvarileri emir bekliyor sen bilemezsin
Gırtlağa dayandı sabır ha çıktı ha çıkacak,nefis bile korkup vucuttan kaçacak
Kumdan Evler yaptık Sahilde, Dalgaları Düşünmeden,
kıyısında ot bile bitmez denizlerin kükreyişinden
kardan adam yaptık baharda, Güneşi hiç düşünmeden
Toprağına Kar bile düşmez İnsanların Lanetinden
İpliğine düğüm atılmadan dikilen gömlek gibidir hayatın
Ruhuma gizlediğim o gizli aşkı
bir sen bilirsin birde ben
geceleri rüyamda sayıkladığımı
bir sen bilirsin birde ben
anlatamamıştım sana bir türlü
Bir bakıyorsun; gittiği taziyede çorabını çıkarmış,
Paçalarını sıvamış abdest alacak.
Tıpkı camiye yetişme telaşındaki dedem gibi.
Gittiği taziye evinde o güzel kıraatiyle Kur'an Okuyor.
Tıpkı bizim caminin İmamı gibi.
Yoldan çevirdiği vatandaşın omuzuna elini atmış.
Kırmızı Kar yağınca Bir zemheride
Gökyüzü kan Ağlar arkandan bilirsin
Soğuk ayrılıklar deler yüreğinide
kardelenler ağlar arkandan, gidersin
Bir rüyadayım rüzgarlar elimden tutmuş
Bir gece vakti yine sessizce geçiyorum sokağından
sokak lambası vuruyor bedenime
karanlığa kaçıyorum senden kaçtığım gibi
pencerenden bakışını hayal ediyorum
bir köşe başında durup öylesine
Hoşgeldin Sultanım hoşgeldin
bir baharın gelişi gibi bekledik seni
Öksüz Ağacını kaybetmiş yapraklar gibiydik biz
sen geldin ya tekrar bin olduk dallarda
Bir sonbaharda yine dökülsekte yine geleceğiz biz ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!