Yıl 75
Bir Kasım ayazı doğmuşum,
Zifiri fırtınalar ıslık çalarken.
Ve silip süpürmüş tüm arzularımı
Hain bir sulusepken
Daha ilk çığlığımda.
Babam ne sırmalı cepken
Ne de parlak iskarpinler alabilmiş bana
Tıpış tıpış büyürken.
Sonrası yollar
Bir de kayıp giden çizgilerde
Gözü yaşlı bıraktığım diyar...
Annemse dayanamazmış hasretime
Ben gurbetteyken.
Halbuki kaderimi çizen ben
Ne olduysa gurbetle başladı zaten:
Kaşlanmam... taşlanmam... haşlanmam...
Ve haşlanmamla başladı yaşlanmam.
Bilinmeden önce garipliğim
El üstündeydim;
Garibim demeye kalmadı
Tütsülendim.
Gün geldi aç gezdim
Sulandım;
Gün geldi yeşilden bezdim
Bulandım.
Lanet kustumsa da kimi zaman her şeye
Pes etmedim;
Atıldımsa da öylece bir köşeye
Daha ölmedim.
Huyum kurusun
Ne laf anlamaz ne zavallı biriyim.
Heyhat
Elbet ben de küllerimden doğacağım birgün.
Ve işte 2000'ler...
Bir yanımda yâr bir yanımda ağyâr,
Yâr bana ağyâr ki ağyâr bana yâr;
Bu demden öte gönül ne yapacak!
Allahım
Yine de senden gayrısına
Olmadı eyvallahım.
Sevmekse günahım
Lûtfet...
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
[[
Atıldımsa da öylece bir köşeye
Daha ölmedim.
Huyum kurusun
Ne laf anlamaz ne zavallı biriyim.
Heyhat
Elbet ben de küllerimden doğacağım birgün.]]
------- (Hakan Pomakoğlu) .
'' Naçizane bir dost olarak, şahsımda inanmakta..
Küllerinizden yenid ...