bakma gözlerim yaşlı
sen terket
bu yaşlar ayrılıktan değil
sebebi nefret
çok mu kolay sence
unutamam o günleri ömrümce
zaten buluşacağız 5. senemizde
alıp götürecek bizi bir gemi
kırmızı olacak yelkenleri
lale demeti altında on genç
anıları var kah üzüntü kah sevinç
yokluğunu paylaşırken yanlızlığımla
uzuktan gelen haberci güvercin
kulağıma fısıldadı seninde ağladığını
kimseye derdini anlatamadığını
anlatsam bile kimsenin anlamayacağını
bir kalenin surları arasında
bırak kendini sularane önemi var ki
akıntının nereye gideceginin
tüm yollar ona cıkmayacak mı
en sonunda?
çırpınma boşuna
zaten onun kullarındaydın
bir göz kırpımı kadar
geride geçmiş
ve bir göz kırpımı kadar
yakın gelecek
bu hep böyle
sürüp gidecek
dolaşmak yollarında adım adım
her kaldırımda kendi adım
sokak lambaları
gözlerini anımsatır vurgun gönlüme
bir çığ düşer kapanır yolların
uzaktan bakmakla yetinirim
kızıl bir göl düşledim
bir de seni
kırmızı bir göl kadar
imkansızdın oysa
ama hayal etmek güzel
bir o kadar da kırıcı
bir oyundu sanki herşey
sanki herşey annelerimizin
bizi çağırmasıyla bitecek
ve başka bir gün aynı çizgide
aynı sona doğru ilerleyecekti;
'eve gel artık yemek yiyeceğiz.'
saçlarıma kar yağmış
heybetli bir ağaçsın
hayat dedikleri sen misin?
hey beyaz tenli kadın!
sanmıyorum
özledim seni
hani en olmadık yerde
eğilip de kulağıma
seni seviyorum demeni
hani benimleyken taktığın
o masum yüzlü maskeyi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!