yürüse umutlar yarına doğru
yükselse hudutlar sonsuza doğru
eritse buz tutmuş düşünceleri
su serpse hasretten yanmış gönüle
bilirdim kaç gece geceyi siler
mekandaki karanlık noktaları
tek tek gün yüzüne çıkardım
oynadım usulsüzce yoktaları
duvarları tek nefeste yıkardım
teşebbüsü cesarete bağlayıp
Geçmişine götür beni. Kanayarak sabahlayan her gecenin bitişine bırak. Sevdan çekilmesi en ağır yük ise eğer, duruşun kalemime eş ise eğer, en bilinmez acıya götür. Farzetki damladır bir yığın hece, farzetki gözlerin sırlı bilmece. En tuhaf karenin sabrına götür.
Söylediğin en güzel şarkıya götür. Yazdığın bir ezgiye, gerçekle buluştuğun türküye götür. Gelir sanma sakın yalancı bahar, baharda en masum yağmurlar yağar. Erken başlamasın içli senaryo. Olmayan şiirin tahtına götür.Bakışların bölmesin bu serenadı en mutlu tablonun resmine götür.
Renkli bir kartpostal tahayyül ettim
Güneşe el sallayan bulutlar sönük
Tekrar baktım geceye dualar ettim
Yüreğimde ellerim semaya dönük…
Dalgalar içimde birikir, derin
benim tercihim bu
kelime avcısıyım
tasarlanmış bir çehrede, cirit atan
yabani isyanların
cesaret savcısıyım
bir gözüm kapalı, gerçek yaşarken
bir vuslat kaplıyor her yeri
sanıyorum
hecelerin göğsüne yaslanıyorum
böyle yaşıyorum
yalnız taşıyorum
bir yığının yükünü
demek ki yazılan buymuş
sayılamayan bakışların altında
gidip gelen
dağların doruğunda semaya gülümseyen
kırık acı bir tablo
kahrında çırpınırken her zaman
yine hareket edecek
tanınmayan duygular
buraya
yaşanmamış anılarımı bırakacağım
daha sonra alacağım
savunacağım
figan etmiş yine bütün yalanlar
adına yakılan ağıtlar gibi
sahte bakışından arta kalanlar
yaşantımın olur daim tertibi
inanmak isterim cesaretine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!