güneş gerçeği unutmuştu o an
yüreksiz bir tanrıydı uçaklar
ilkin belli belirsiz sisler yükseldi,
kehribar hareler genişlerken
gözlerimiz yandı,bedenimiz tutuştu
her yer pusa kesti.
yıllar yol alır ömür hanemden
zamanın ellerinden can çekişir kırık düşlerim
dokunmadan parçalar
nazlı nazlı ömrümü es geçerek.
sokak başı berdüş düşler ve
ıslanmış yalnızlıkları yaşar ömrüm
zeytuniye kesmiş bir çift kederle
siyah ibriğim kemerlerden
doğuya doğru gidersen
belki de Batman
yarına yetişecekmiş telaşıyla sisli
bir kontranın elinde yeni kırılmış bir dal
sonbahar titrekliğiyle yağıyordun yüreğime
eylül olmuştun süpürüyordun
dalımda asılı son hatıralarını,
karabasan oluyordun giriyordun gecelerime
aşk sorgularında hüküm giydirip
kelepçeliyordun ellerimi
Zahir bir aynadır bazen hüzün
buğulu bir resim gibi
yansır yüzüme zamansız
göz kapaklarıma damla damla
saçlarımda dalga dalga
dudaklarımda
dağılır elbet bu mayhoş havalar
tutacağım ellerinden yıldızların
koşacağım bulutlara doğru çocuk ayaklarımla,
bir avuç deniz;
şifa olacak güz kapaklı gözlerimin kuyusuna
gözyaşım mavi dalgalara,
göğsüme yaslanmış bir kentin
gözyaşları akar derelerinden
tütmeyen dumanlar yükselir bacalarında
sobalarda yansımaz
alevlerin kızıl rengi,
mitralyöz parçalarında ateş.
taştan duvarlar örüldü
yıldız kaplı mavi göklere,
hicran bir türkü iştahladı,gönlümün sefaletini.
ak güvercinler uçurdum
demir kapılar ardından,
sana gülümseyen,benden uzak bulutlara.
bişey ifade etmiyor
sensiz bu odalar,loş ışıklar,yakamozlar
artık şifa niyetine bakıyorum
gökyüzüne senden kalan siyatik acılara
omuzumda hasretliğnin
ağır bir yük....
sonbahar titrekliğiyle yağıyordun yüreğime
eylül olmuştun,söpürüyordun dalımda asılı son hatıralarını
karabasan oluyordun,
giriyordun gecelerime.
bütün sanıklığım,
yasak bir gülün sınırlarını ihlal,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!