Kapı çaldı…
Oturdu içime, keyfime Ot tıkadı,
pastanın üstünde 3 deste mumla gelen ses,
Kim o…
Otuz…
Hay Allah! evde yokuz…
Bir akil ses, bir mert nefes bekliyor insan,
Nafile…
Çıkıp şecaat arzederken külhanbeyleri, sirkatini ayyuka veriyor
Ceraatlerin sızlattığı sinelere icraatlerle merhem olunmuyor…
Makam makam her köşesi irin memleketin ve salyası çenesinde kafirin…
İyi kızdı
Sakin sessiz ve hırssızdı
Kandırıldı, çok kızdı
Saf fikrine hırs sızdı
Aşksız, ıssız, hırsız oldu…
Al soyadımı dedim, al adının üstüne ört…
Aynı çatı altında 365 çarpı dört
Ya aç ellerini dua et, ya da al bir bilenden öğüt,
Ne yakarışını duyar, ne de çare bulur derdine,
Çaput bağladığın söğüt…
Habur karşılaması ve arkasından gelen şehit haberleri üzerine...
Kral Arturdan başkası Ekskalibur (kutsal kılıc) saplandığı kaydan sökememişti. Belki de bir Kral Artur bekliyor dağlar, üzerindeki leş kargalarını söküp atmak için...
Tabur tabur irin doldu habur…
Dağ taş kan, kandil ekskalibur…
Vur eşşeen sırtına tekdirden anlamaz,
Hoş görüden anlamaz, hoş laftan anlamaz
Ver zopayı affetme, atasından ar edip
Eşşooğlueşektir hoş, -aftan anlamaz…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!