Gecelerimi uzatan saatler mi sanıyorsun
Sızım sızın sızlıyorum,
Sensizliği düşlüyorum,
Sen orada duruyorsun…
Toprak cömert, deniz mazlum, çalışmaz açız derdin,
Bunca bolluk içinde a gafil nedir derdin…
Çin’de böcek yiyeni pis, necis, deyip yerdin,
Sen öyle yaşasaydın babanı bile yerdin...
Kalabalık şehirlerde tek başında yaşardım,
Yalnızlıktı arkadaşım, okyanuslarca yaş ardım…
Sultanlik dedikleri, yanliz kalple kıt akıl
Hele sevdaya bulas, ateslerinde yakıl
Iki bahasız evlat, bir de huriye kapıl
Goz acip kapatmadan gelir gecer yedi yıl
Ilahi sen bu ömrü bu yuvaya hadim kıl
İki lafın biri beleş, hani barış, hani er meydanında güreş
Hani muhabbet SIRRI, hani umut olan güneş…
Tebessüm solar ise SÜREYYA kayar gibi…
Arkalara ÖN DERsen, muhabbet bayar gibi…
Dost ne gün belli olursa, o gün yanında olmak
Doyasıya sarılmak, emanete, selamete salmak,
Uğuruyla gelmemiş uğurlu görünenler,
Feleğin sillesini, okkasıyla hissetmek ne ise işte o.
Kardeş bilmek,
Uğurlamak istemek, UĞURlayamamak…
ah siz yok musunuz siz,
işine gelene tellal, gelmeyene sağır, dilsiz
her haltı siz bilirsiniz,
usul siz siniz, erkân siz,
edip sizsiniz, edep siz,
şeref sizsiniz, eşref siz,
Sudan baska şey göremiyorum,
Sudan ötesine eremiyorum
Bu nasıl bir tezattır ki,
Su nedir bilmiyorum…
Kırkbir küpünün, kulpu kırık küpü kırk memleketin…
Ne kırık kırk kulpu mani sevmeye ne de ırk memleketin…
közlerin içine düşeni yakar…
bi körsen, közlerinin ta oralardan erittiğini
bilirsin…
seni nasıl sevdiğimi…
bir de dilim dönse de anlamlansa söylediklerim,
etmedi düşmanlarım laz dilimin ettiğini…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!